Susarsın

Söylenecek çok şey varken, susarsın ya. Sözün, geçmediğinden. Söylenecekler, söylemekle bitmediğinden. Konuşmanın zamanı çoktan geçtiğinden. Kelimelerinin tesir etmediğini çoktan fark ettiğinden… Susarsın. Yoksa sözün gümüş, sukutun altın olduğundan değildir suskunluğun. Umudunu yitirdiğinden gerek duymazsın da, işte ondan susarsın.

Tepkisellik

Neden kızgınım ve neden çatışıyorum insanlarla, diyerek sormalıyım kendime. Öfkelerimin sebeplerinden haberdar olmalıyım. Şimdisini bilmeliyim, öncesinden haberdar olmalıyım. Hiç bir duygu şu anla başlayıp bitmez bilirim. Önceden böyle hissetmeme neden olan anlarımdan haberdar olmalıyım bu yüzden. Tepkim, çözümüm olmalı. Tepkim, yeni sorunların nedeni olmamalı. Savunmak bahanem, saldırmak gerçeğim olmamalı bir diğer yandan. Tepkisel olmamalıyım, öyle…

Cesur

Cesur… Kahraman , korkusuz, atak, korumacı, bağlı, gözü kara, gözünü budaktan sakınmayan, hiç bir şekilde yılmayan, doğrunun yanında, adil, güçlü, öfkeli, adrenalinle köpürmüş, hedefine kitlenmiş, atak, hızlı … anlamındaki Cesur’a seslendi sahibi simiyle. “Cesur gel oğlum buraya..” Kuyruğunu sallaya sallaya, dili bir karış dışarıda, kıçını ata ata geldi Cesur. Hemen sahibinin yanına uzandı, sırt üstü…

Doğrudur

Doğrudur… Ben kimim ki, akıl vereyim insanlara. İşte o yüzden, verdiğim akıl değildir. Akıl bana lazım. Ben kullanıyorum onu. Yani veremem kimseye. Öneri?, bakın işte onu veririm. Hatta hemen vereyim. – aklınızı kullanın. Boşta bırakırsanız onu, uyuşur ve bilinçaltınız idareyi ele geçirir. O da maymun eder sizi. Önerim budur, kullanana. ????

Sen Kimsin?

Ne çok severim, bu soruyu… “Sen kimsin ki” ????? Telefon çalar, açarım. – Yeriniz nerede, der bir ses. ?gülümserim. Hani “merhaba”, Hani “ben bilmem kim” Hani “şurasını aramıştım” Hani “müsaitliğiniz var mı gelmek istiyorum” Hani, hani, hani… İlk telefonun yaygınlaştığı yıllarda telefon adabının nasıl olması gerektiği çok gündem olurdu. Yeni ya, insanlar bilmezlerdi ve sürekli…

Kokuşmuş Sular

Beklemiş suların kokuşmuşluğu gibi kokuşur, olduğu yerde bekleyen insan. Gelişmelidir, Hareket etmelidir, Üretmelidir, Yaratmalıdır, Yaşatmalıdır… Kendi hayatına odaklanmalıdır. Olduğu yerde duran, kendi tekrarında saran insan da beklemiş su gibi kirlenir. Mukayese eder, hasislenir, kıskanır, hazımsızlaşır, egosuna esir düşer, bencil ve hadsiz olur. Meseleleri kendisinden çıkmış, odağı kendisinden kopmuştur. Başkaları ile meseleleri olur artık. Kendisinde emeği…

Diyetler Ödenmez

Payım nerede? – Ne payı? Ne payı olur mu canım. Haklarım, rıskım, kısmetim var onlarda. Tüm kazanılanlarda… – Nasıl yani anlamadım. Ben çalıştım ben kazandım ve onca riske girdim ben yaptım. Sen kazancımın ve başarımın üzerinde nereden esti de bu kadar hak yaptın? Hah şöyle sor bakalım. Bir, göz hakkım var. İki, öncesinde senin yanında…