Kem göz, kıskançlık, birini çekemememlik ya da bilerek birişinin kötülüğünü istemek bunların her birisi duygusal olduğu kadar enerji olarak da karşımızdaki ilişkide olduğumuz kişilere yolladığımız negatif titreşimlerdir. Enerji boyutunda yönlendirilen bu bu frekanslar nazar değdi, ahımı aldı , cezasın çekti şekilnde toplumsal ifade bulur.
Konunun başlığı aslında bir soru değil tam tersi önemli bir tavsiyedir. Enerjinin bilinçaltında ,duygu ve enerji bedende işleyişi bakımından temel iki temel kural vardır.
Bunlardan birincisi kesinlik kuralıdır ve 2 li sistemde çalışır.
Bilgisayarın çalışma sisteminin temel mantığında (1/0 kodlama sitemi ) olduğu gibi iki alternatif üzerine dizilim kurar . Zihin bilinçaltı enerji her bir olay durum düşünce ve enerjide zaman mekan durumdan özgün ( DOĞRU ya da YANLIŞ / GEÇ ya da DUR / İYİ ya da KÖTÜ ) şeklinde kodlama yapar. İşleyişte şöyle bir düşünce ve enerjisi ” Beni sevmezse kimsede onu sevmesin ” koşullanmasında düşünce duygu ve enerji oluştuğu anda bilinçaltı bu şartlanmayı şu sekilde çözümler ve enerji olarak gerçekleştirme gayretine girer. ” Beni sevmiyor ” – ” kimse beni sevmeyecek ” çünkü koşullu durumlamayı algılamayan bilinçaltı sisteminde iki şartlanma vardır seviyor sevmiyor seviliyorum sevilmiyorum. cümle kuruluşunda “mezse -mesin” olumsuzlamasını da otomatikman negatif enerji yüklü frekansa çevirerek kişi kendisine sevilmeye layık olmadığı ,sevilmediği ve sevilmeyeceği şartlanmasını vermiş olmaktadır.
İkinci Temel Kural ise bilinçli yollanan ve içselleştirilmeyen negatifin karşınızdaki kişiye zarar verip vermeyeceği sorusuna da cevaptır. Karşınızdaki kişiye yolladığınız negatif duygu ve düşünce enerjisi karşınızdaki kişi tarafından farkedilip size geri yansıtılması durumunda seken mermi gibi tekrar size dönmesi söz konusu olabilir, ya da negatifi yolladığınız kişinin solar pleksususu tarafından karşı saldırı atağı ile tepki bulabilir. Negatif saldırıya maruz kalan kişinin bunu farketmediği durumda (sizin negatif enerji gücünüzün karşınızdaki kişi enerjisinden yüksek olduğu varsayımında) ise ikinci temel kural devreye girer . Bu kural cok basittir ve birinci kuralın hemen hemen aynısının enerji sistemi üzerinde benzeridir. Yollanan bu tarz negatif enerjide ,enerji bedeniniz benzer bir şekilde çalışmaya başlamasının tetikçisi olmuştur. Üretilen negatf düşünce fikir ve enerjinin gücü kişinin kendi içinde bir frekans yayar ” işleri işallah berbat gider” enerjisini kendi enerji bedeniniz ” işlerin kötü gitmesi ile ilgili güçlü bir enerji tespit ettim ” – ” Bu kadar kuvvetli bir enerji ile bu söylendiğine göre benim işlerin kötü gitmesine ihtiyacım var ” – ” o zaman bunun için gerekli çalışmaları yapmalıyım ” şeklinde enerji algı yansıtmasını otomatikman kendi içerisinde çalıştırmaya başlar. Aslında kendimiz için en yıkıcı olan bizim olumsuz enerjimizdir. Ruhsal bilgi ve farkındalık ile kalp şakrasının sevgi özelliği olmadan bu negatif enerjiyi üretme ve başkalarına zarar verme saldırganlığının sonuçları her zaman karşımızdakinden çok kendi ruhumuza ve enejimize vereceğimiz zararla sonuçlanır. Enerji beden de magnetik enerjiden (mıknatıstan) farklı olarak – (nehgatif ) – (negatif) i itmez. tam tersi çeker. Benzer enerjilerin biribirine karsı çekim gücü ve kar yumağı gibi büyüme potansiyeli vardır.
Yıllar içerisinde bu anlatıklarımı defalarca bilinçli olarak gözlemleme imkanı buldum . Birileri bilinçli olarak zarar vermek , kötülük yapmak maksadıyla ciddi girişimlerde bulunduğunda her daim içimden egomun sesi “kim olduğunu öğrendin biliyosun saldır ona daha ağır bir zarar ver” dedi . Ancak bilinçli farkındalıkla sirkelenip duygularımıza zihnime şu enerjiyi yolladım.” Bunu yapan insanla aynı ruhsal ve bilinç seviyesine inemezsin onun yaptığını ona yaparak sadece enerjini kirletirsin ve sana hiç bir şey kazandırmaz “, ” o zaman onu kendi düşüncesi , duygusu ve yaptıklarıyla baş başa bırak ” , “ilahi adalet , evrenin kendi sistemi gereğini yapar” diyerek zihnimden çıkarttım.
Sonuç mu ?
Gerçekten inanılmazdı …
Pek çoğu kendi negatif enerjilerinin eylemleştirdikleri ile birebir şekilde zaman içerisinde karşılaştılar , kalanların ise çok daha ağır bedelleri ödedikleri gördüm. Bir kısmı yaptıkları için benim bir karşılık verdiğimi ve sorumlusunun ben olduğumu bile düşündüğünden eminim . Ancak ben sadece Evrensel adalet mahkemesinde iyi niyet dileçesine cevap almış bir mağdur olarak akla hayale gelmeyecek rastlantılarla bilgilendirildim.
Oluşturulan negatif duygu ve enerjiler , tatmin edilmeyen arzu ve duygular , kabullenilemeyen tecrübe haline gelmemiş olumsuz deneyimler , öz benlik ve dış dünya arasında oluşan dengesizlikler bizi bilinçaltı kirliliği , duygusal bloklar, negatif enerji yığılmalarıı gibi oldukça ağır yüklerle ezmeye başladığında O zaman hayat korkulacak , acı, hüzün mutsuzluklarla dolu birhale gelecek . Tatminsizlik duygusal açlık ve sorunlar , hastalıklar, psikolojik sıkıntılar yakamızı bırakmayacakt ır.
Baktığımız yerden nasıl bir yerde ve nasıl yaşamak istediğimize – kendimizin karar verdiğinden haberdar olmak için ;farkındalık sağlamak, kalbimizi kendimiz için güzelleştirmek ve bakışımızı , ruhumuzu ,bedenimizi ve duygularımızı doğru şekilde beslemek ve yönlendirmekle yükümlüyüz. Bunun için tüm evren , Oluş, ilahi bilgi ve enerjiler insan oğlunun hizmetine verilmiş durumda. Kamil insan olmak , erdem ve özel yetilere sahip olmaktan önce ilk olmamız gereken iyi bir insan olmak olmalı . Sevgi ve varlıkla-var olanlarla bütünleşmeden elimizde olanlarla oldukça fakir ruhlar olacağımızı söylemek doğru olacaktır