Cevaplar Dağlarda

Kendinden kaçıp, kendini bulmak… Süper bir fikir. Hiç kendimize, içimize bakmamıza gerek yok. Gerçekliğimiz de ve gerçek temaslarımızda, Biz’in bir önemi yok. Hemen, Biz’den kopmuş ve uzaklara bırakılmış benliğimizi aramaya koşalım. Aslında bu biz değilmişiz gibi yapalım. Hatta bu bizmişiz gibi bile yapalım. Kişisel sorumluluğumuz olan -kendimizi kendimizde keşfetmekten- her şekilde kaçalım.

Zirvede

Ressamlık yeteneğimi zirvedeyken bıraktım. Zirveye çıkmak kolaydır 😁 Ama orada kalmak zordur, derlerdi. Haklılarmış. Aslına bakarsanız çıkmak da , kalmakta emek ister. Yetenek sadece çıkış süresini kısaltır, zirvede kalış süresini uzatır. Hak edilmiş şeyler uzun ömürlü ve hilesiz zirveye yerleşir. Geri kalanı olması gerektiği gibi dönemlik yaşar sonrasında zirvenin kıyısından uçuruma doğru dökülür gider.

Hepsi Orada Birikir

Birisinin, seni sevmesini istersin. Öyle alelade birisinden değil, birisinden istersin bunu. Özel birisinden, ondan. Tüm dünya bir yana, onun seveceği bir an diğer yanadır artık. İmkansız aşk olarak nitelendirdiğimiz bu aşk, olmazın özlemidir. Hasretin kendisidir. Ulaşılmaz olanın hayalidir. Karşılıksız aşklar, tek taraflı sevdalar, kavuşulmamış ayrılıklar, kaçırılan fırsatlar, yitip giden mutluluklar… İşte hepsi orada birikir.

Vareden Eylem

Aşklar ve aşıklar, değerli varlığının tasdiki ve onayı anlamında oluverdi mi artık bir daha onsuz olamazsın. Kutsal aşklar, aşk insanları, aşka tapanlar… Kalpten gelen bir aşkın gerçek sahibi misiniz? Yoksa değerli olmak için ona muhtaç yaşayan kişi misiniz? Bütün mesele aslında budur. Sevmek ya da sevilmeye çaresiz açlık duymak… Bu derinde şudur. Şahitlere ihtiyaç duyan…