KISMETSE OLUR

KISMETSE OLUR… Olmaz öyle şey …. Neden mi olmaz ? ********************************** Sonsuza kadar orada bekleyecek sandığın. Şimdi, şu an ulaşabilir olduğundan, habersiz olduğun. Almak için adımını atmadığın. Seçimlerden gerekeni yapmadığın. Bunlar kısmetinin dışında kalanlar. “Kısmet ise”, tabirinin… “Kısmet değil ise” kısmından bahsediyorum. Kısmetinde olmayanlar ve elinin tersiyle ittiklerine yazıyorum. Bir imkan, bir insan, bir mal,…

AYRILIKLAR SÜPRİZ Mİ

Seni diğerlerinden özel kılan ne olabilir? diye sorarım ben olsam. Seni benim için özel kılan ne olabilir? diye de sorarım Beni senin için özel kılan nedir? Onu da sorarım. Sonra ne beklediğini, Sonra ne vereceğini, Sonra ne istediğini sorarım benden ve umduğu ilişkimizden. Ne istediğimi ne beklediğimi ve en fazla ne verebileceğimi anlatırırm dürüstçe. Çok…

PİŞMAN DEĞİLİM

Pişman değilim, dedi. O da diğerleri gibi. Son pişmanlığın fayda etmeyeceğinin bilincinde, pişman olmama seçeneğini seçti. Öncesini düşünemeyecek kadar yaralıydı. Olanlardan ve olanları yaşamış olmaktan ve de elinden bir şey gelmemiş olmaktan…. Hepsinden bu kadar yaralıyken, bir de pişmanlıklarla uğraşacak gücü yoktu ki. Bir perde çekmeliydi geçmişine ve onda arınmış devam etmeliydi geleceğine. Tek çıkar…

DEĞİŞİMİ NE SAĞLAR DİYORSAN

Değişimi ne sağlar diye sorarsanız. Mecburiyetler diyebiliriz. Farkındalık ve karar süreçlerinin değişime sebebiyet vermesi ise temas ile mümkündür. Evdeki bozulan musluğun değiştirilmesi bir mecburiyet örneğidir. Kullanışsız bir musluğun değiştirilme kararı ise ; – Kullanışsız olduğunu fark etmek, – Daha iyisini bir reklamda mağazada veya tanıdığından görmek. – Değiştirme kararı almak. – Değiştirebilmek için imkana sahip…

RUH AYRI, BEDEN AYRI

Üstüme devrilmiş cesedi kenara itmekte zorlanan kendim güçsüz düştü. Bir külçe kadar ağır bedenin ağırlığından ezilmiş kendimi sıyırmak istedim, nefesim yetmedi. Tüm ağırlığında çullandı üzerime. Etten, kemikten mengeyle sıkıştırıldım. Kımıldamaya çalıştım, kurtulmaya çalıştım, taşımaya çalıştım…. Ruhumu ezen bedenimle yaşamaya çalıştım. ******** Bir virüs gibi sindi üstüme. Çekmeye çevirmeye beni yönetmeye çalıştı. Küçümsedi sınırlarımı, Küçümsedi geçici…

SAÇMA BİR YAZI

( Kimine göre… )-( Kimine göre Egolu)-( Kimine göre her yazının yazılmasında olduğu gibi bu da okunmamalı)-( Çok küçük bir azınlıksa yazanlara katılmalı) Kimsenin göremediğini görebilir olduğunda geçerli olacak rehberlik fonksiyonun. Kimse göremediğinde geçersiz olacak rehberlik fonksiyonun. Kim ve kimse, sen ve ben. Rehber ve yolcu. Yol ve sen. Bir eksik bir fazla, hepsi tam…

TADINDA BIRAK

Tadında bırak, Doyumsuzluk gösterdiğin her anın için, Doyumun zirvesinde tutmaya zorlayıp da işe yarar sandığın her çabanın, Tadından düşüşü hızlandıracağını öğrenemediysen de, Yine de sen tadında bırak. Tadında bırak ki tadına kaçmasın. Ağzın acımasın, bir de fazladan kaçan hazımsızlık yapmasın. En iyisi mi sen tadında bırak. Güzel, keyifli, doyulmaz belki. Haklısın… Yine de sen tadında…

ABARTILI

5 ileri bir geri vitesli arabasındaki hikayesi anlatıyor. – Attım 6. Vitese, verdim gazı. – Baktım araba 7, yedi diye bağırıyor. Al dedim sana 7… Genelde insanlar böylesi abartılılar. Yerse…. Öyle bir yerleşmiş ki sisteme. Tutarsa…diyenlerle Yerse diyenlerin atıp tuttukları, sallayıp yuvarladıklarının içinde sallan yuvarlan hayatlar yaşamaktan usandık. Tutarlılık güvenilirlik inanırlılık mütevazilik denklik ciddiyet Pek…

DANIŞMAN

Çıkar yol bulamadığında, Çıkan yolu ıska geçtiğinde, Çıkışın son sapağını kaçırdığında, Kestirme yolların çıkmazlarında tıkandığında, Navigasyonunun yol gözüken yönünde ekin tarlasının önünde durduğunda, Biten telefon şarjında, adreslerin telefonunda kaldığı anında. Gözlerin birini arar. Birine sormak, yolunu bulmak ihtiyaç olur. Danışman böyle bir şeydir. Orda durup ilerden sağa dönersen çarşıya, sola dönersen karşıya geçersin, diyen birisidir…

AŞIRILIK POTANSİYELİ

Havai fişekler nasıl yaparlar biliyoruz. Önce barutu sıkışkırırlar, sıkıştırılar. Sonra dar bir hazneye koyarlar. Sonra sıkışmış barutun haznesi kapalı bir hale getiriler. Sonra bir ucundan fitil için küçük bir delik açarlar. Bir an, bir zaman bir gün biri fitile bir kibrit çakar. İşte o an havai fişek ya deliler gibi uçar ya da olduğu yerde…