Aura ve Cakra İnsan Doğasının Doğal bir Sürecidir
İnsan bedenin çok büyük bir kısmı sıvıdan oluşur .Bu sebeple beden kendi içerisinde eloktrokimyasal bir iletişim sistemi kullanır. Kimyasal kısmı ihtiyaç duyulan besin hormon gibi madde değerlerini taşırken enerjik akım gerekli bilgi ve yönelimi aktarır. İnsanın duygusal düşünce boyutundaki durumu bu elektrik benzeri akımı direk etkiler. Bu enerji akımı belirli bir manyetik alan meydana getirir. Bu alan aura denilen alana isabet eder. Bu manyetik alanı besleyen ana akım çıkış uçlarına da bir yerde şakralar demek yanlış olmaz.
Elektro manyetik alan yaratan elektrikli cihazlar gibi bizi sistemimiz bir alan yaratmıştır. Oluşan bu alan değişken değerler verir. Bu değerler öyledir ki ölçülemez sanılmasına karşın kolaylıkla ölçülebilen değerlerdir. Mesele ölçümünde değil ölçümle alnına verilerin yorumlanmasındadır. Ölçüm değerleri an ve an değişir. Şöyle ki bir duygu ya da düşünceye müdahale edildiğinde veya kişi kendi içerisinde bir duyguya ya da düşünceye odaklandığında anında ölçüm değerleri değişir. Tüm ölçümler elektronik ve elektrikli aletlerden alınanlar kadar kesin ve nettir. Değişken veriler ve sabit verileri ulaşmak bu nedenle belirli sayıda veri alımına dayanır.
Bilinçaltı çalışmalarında Mesmerin odaklandığı Magnetizma denen alan da bahsettiğimiz, bu alanın bilimsel olarak üzerinde uzun yıllar çalışılmış bölümlerinden bir tanesidir. Bu alan ölçülebildiği gibi alan değerlerine dışarıdan müdahale edilebilir. Süreç bedenden auraya gibi gözükse de, auradan bedene ruha düşünceye ve duyguya doğruda değiştirilebilir.
Yani bugün modern tıbbın bedene dışarıdan takviye ve sıvılarla kimyasal ve biyolojik olarak etkilendiği gibi enerjik olarak da beden dışında yer alan eloktromanyetik alana yapılan müdahaleler kişinin düşünce duygu ve yönelimlerini dışarıdan içeriye doğru etkileme kabiliyetine sahiptir.
Esas olarak çalışmaların niteliği dıştan içe değişim sağlamak değildir. Yapılan çalışmalar içten dışa değişim sağlamak ister. Bunu nedeni kişinin başka bir kişiye ihtiyaç duymaksızın doğru dengeleri kendisinin oluştura bilemesini ve öğrenmesini sağlamaktır. İşte o zaman değişim gerçekleşir . Kalıcı ve kişinin kendi sistemine özgün hale gelir. Bu nedenle ölçüm ve değerlendirme ile içgörü ve farkındalık oluşturmak her zaman dışarıdan yapılan enerjik müdahalelerden daha önde gelmesi gereken bir seçenektir. Kişinin enerjisini nasıl doğru kullanabileceği yönlendirebileceği ve kontrol edebileceğini öğretmek çalışmaların temel amacı olur.