Kuşları Sevmeyiz Bİz

Kuşları sevmeyiz biz. Uçarlar ve giderler. Bizse uçamayız. Bizse gidemeyiz. Bu yüzden uçan kuşları hiç mi hiç sevmeyiz. İple bağlayıp tutamayız onları. Bu yüzden kafeslere koyarız. Kimi yaşayamaz kafeste, sığmaz ya da bizim istediğimiz türden değildir. Vururuz o zaman kuşları biz. Vurur düşürür, pişirir onları yeriz biz. Olmadı mı yaşadıkları yerleri yakar yıkar kül eder…

İki Yabancı

O da neyin nesi, lastiğim patlamış. – Hay bin kunduz aşkına, diyorum ve ver elini bir lastik tamircisine. – Abi, bunların ömrü tamam. Gel değiştirelim şunları, diyor usta ve başlıyor işe. Çaylar, kahveler, sohbetler aramızda, oradayız esnafım ve ben. Keyifliyim yani. Ben ihtiyacımı görüyorum, esnaf çalışıyor kazanıyor. Bir araba yanaşıyor bir zaman sonra. İki ihtiyar…

İhanetin Kitabı

Düşündüm buldum, İhanetin kitabını yazdım. Şimdi ifşaa ediyorum, okuyorum ve herkese ? İhanetim senden değil ki, Sana değil ki, Bana öylece kızıyorsun. Sana sadığım lakin, ben kendime hain. Zararı sana olsun, ister miyim… Gerçekten öylemi sandın? Ben tüm yaptıklarımı; Kendime ceza olsun, kendime ödül olsun diye yaptım. Karşı değilim ki sana, Yaptıklarım her zaman seninle…

Üstlerinde Biryerde

Yalanla dolanla sürdürdün. Umursamaz, acımasız, dalgacı ve bencildin. Tıpkı öncesinde başkalarının sana olmuş oldukları gibi. Çözdüğün hayatın, başka hayatların bunu çözmesine eğitmen olduğun kimliğin oldu. ?Senin bildiğin, onların bilmedikleri… ?Senin Hazır olduğun, onların henüz hazır olmadıkları… ?senin yaşadığın ve aştığın, onların henüz karşılaşmadıkları ve hazır olmadıkları…. olunca onlara üstünlük kurdun. Sen, Ego. Senden bahsediyorum. İşte…

Delik Deşik

Kalbura dönmüş insanların güven tutmaz hayatlarına baktım da. Kurşunların delik deşik ettiği yüreklerini gördüm. Kimi koysalar içlerine, Neyi koysalar içlerine, Süzülüp kalburun deliklerinden akıp gidiyordu. • Kimisi ilişkilerini koyuyordu içine. Bir süre sonra bakıyordu, içleri boşalmış ilişkileri çoktan oradan gitmiş. • Kimisi hayallerini, beklentilerini ve inançlarını koyuyordu. Bir zaman sonra bakıyordu içi boşalmış, elinde hiç…

Ayarttı

Bir gazete haberinde uzun süredir dikkatimi çekmeyen bir kelime denk geldi. -Ayarttı- ? yani ayarsızdı. ?yani ayarmaya niyeti yoktu. ?yani çaresiz ve acizdi. Başka sansı yoktu. Nedir bu güçsüz ve iradesizliğe yapılan yatırım. Birilerini haklı çıkartmak mı? Masumlaştırmak mı? Olabilir gibi göstermek mi? Kendi minarelerine kılıf hazırlamak mı? Niye yeterince dürüst ve acık olamıyoruz. Niye…

Hiç Kimse

Varlığında hiç kimseyim. Yokluğunda da ben bir hiçim. Senle, ben olmuyorum. Sensiz de ben, ben olmuyorum. İki sığmıyor bize. Bir de dar geliyor ikimize. Bir güneş tüm gezenleri ısıtmaya yetmez iken. İki güneş de fazla sıcak geliyor bir sisteme. Dirseğime dudaklarımla dokunmaya çalışır gibi yaşıyorum hayatı. Ne dirseksiz, ne de imkansızla aynı. Yetmiyor ve fazla…