Nefret
Nefret, bir tür kalp kanseridir. Enerjisini tüketmiş ve çölleşmiş kalpler, bu hastalığa yakalanır. Çaresi, henüz bulunamamış olup. Önleyici tedbirler kullanarak, bu sorunla başetmeye çalışırız.
Nefret, bir tür kalp kanseridir. Enerjisini tüketmiş ve çölleşmiş kalpler, bu hastalığa yakalanır. Çaresi, henüz bulunamamış olup. Önleyici tedbirler kullanarak, bu sorunla başetmeye çalışırız.
Yaşanmışlıklardı !.. Beni ben yapan ve beni yok eden.
Dünyada oluşunun nedenini anlamlandıramamak, ciddi bir sorundur. Bu belirsizlik, sessiz ve derinden zehirler insanı. Öncesinde arayış olanlar, sorasında çırpınış olur. Kaybolur insan, kimi zaman. Böyle zamanlarda, umutsuzluk bulur onu. Boşvermişlik olarak adlandırılan, derin bir uyku serilir üzerine. Sürüklenmektedir, hayat akıntısında… Uyanmalıdır, uykusundan. Uyanmalı ve kulaç atmaya başlamalıdır. Kendi varlığının anlamını bulmak için mücadele vermelidir.
Sahip olduğun kelimeler, o duyguyu anlatmaya yetiyorsa eğer. Aklın, hala kalbinden önde gidiyor demektir.
Hasret ve özlem, duygusal fakirleşme midir? Yoksa, duygusal farkındalık sahibi olmak mıdır? Her ikisidir. Anlamlı olan şeylerin, yokluğu ve azalışıdır. Anlamının ve öneminin daha fazla hissedilir oluşudur. Eksilen, geride bıraktığı boşlukla görülür. Onun hayatımızda kapladığı alanı, o yokken farkederiz. Varken kıymetini bilmediklerimizin, ancak o zaman kıymetini anlarız.
Hayat dolu olmak,, her şeyi sonuna kadar tüketmemiş olmakla ilgilidir.
Bir insanın size olan sevgisine, ne kadar inanabilirsiniz? Az Orta Çok Kişisine göre Az, orta ve çok cevaplarından birisini vermiş iseniz. Muhtemelen, otomatik kalıplarınızla ilişki kurmaktasınız. Kişisine göre, cevabını vermiş iseniz. Kişisel deneyimlerinizden faydalanmakta ve sorgulama özelliğiniz etkin demektir. Otomatik işleyen güven ve güvensizlik algıları, çocukluk yıllarımızdan elimizde kalanlardan oluşur. Bize ne sunulmuş ise, ona…
Basit sorular soran insanlar, Genellikle, cevaplara en çok ihtiyaç duyanlardır.
Sorunun, arada kalmak ise, Çözüm, seçim yapmaktır. Sonuç, birisini kazanmak için diğerini feda etmektir.
İnsan aklının sınırları ve insan aklının sınırladıkları. Rekorlar, kırılmak içindir. Ancak, çıkılabilecek seviyenin yine de bir sınırı vardır. O zaman soru, bunun ötesine nasıl geçebiliriz? Aklın potansiyeli, kaynak ve sınır ise; O zaman, onu besleyen kaynak ve sınırlayan engel aynı hale gelir. Aklı, bir organizatör gibi düşünerek. Ruhsal varlığımıza ve derin benliğimize ulaşmamız gerekli. Rehberimize…