Meğer Öyle Değilmiş
Hiç düşmemişken, belki yıkılmaz zannederdin kendini. Gün gelip düşmüş ve dizlerinin üzerinde yığılmış kalmışken, belki bir daha kalkamaz zannederdin kendini. Zannetmekle gecti be hayatın. Düşe kalka geçti be sayılı günlerin.
Hiç düşmemişken, belki yıkılmaz zannederdin kendini. Gün gelip düşmüş ve dizlerinin üzerinde yığılmış kalmışken, belki bir daha kalkamaz zannederdin kendini. Zannetmekle gecti be hayatın. Düşe kalka geçti be sayılı günlerin.
İşimiz fallara, işimiz falcılara, işimiz medyumlara, işimiz ermişlere, işimiz dervişlere, işimiz Allah’a kalmış. Bizim uyanmamıza daha epey bir zaman varmış. Tavuğun suçu ne? Sanırım falda bu çıktı 😁
Korkularla dalga geçebilmek için, baya bir caresiz olmak gerekir Bir de başkalarının korkularını ciddiye almamak vardır. Bu da çiğlikten kaynaklanır.
Bilerek ya da bilmeden hepimiz kendimize eziyet çektirir, cezalandırır ve zulmederiz. Sanırım varolmanın acısıdır kendimize ödetmek istediğimiz.
Bazı insanları fazla ciddiye almıyorum. Ama ne fayda, Onlar kendilerini fazla ciddiye alıyorlar. Görmeyerek yok edemeyeceğiniz şeyler var. Görmeseniz de var olmaya devam edecekler. Sadece, zamanla siz daha bir görmez olacaksınız Onlar sizin görmediğiniz duymadığınız ve tepki göstermediğiniz, bu sessizliği onanmak sanacak. Daha pervasız, daha hadsiz ve daha akıllanmaz olacaklar. Kurtulmak… görmeyerek değil, görerek olan…
” Sinek gibi yapıştı” tabirini kullanırız. Kime? 🐙kendine yetemeyip, bizden beslenene. 🐙irademize saygı göstermeyene. 🐙özel alanımıza sorgusuz sualsiz girene. 🐙anlayışsız olup bize kitlenene. 🐙ısrarcı olup bunu saygısızlıkla karana. 🐙bize hareket alanı bırakmayana. Aslında bizi adamdan saymayana söyleriz bu tabiri.
Ne çok insan ağladı o gün o cenazede… – Rahmetli iyi insandı, diye. Ne çok insan ağladı o gün aslında, kendine. Rahmetli iyi insandı, diye diye.
Aşkımız bitti mi… Güzellik bizden geçti mi… Hevesimiz kaçtı mı… Geride ne kalacak?
Yokluğu bilen, kanaat getirmeyi öğrenir. Az ya da çok, bir kişinin varlığı bir ihtiyacı karşılar. İhtiyaç sürdükçe, değişim oldukça, ihtiyaç belirli bir oranda karşılandıkça sorun olmaz. Ama ihtiyaç ortadan kalkınca. Ya da ilişkiden sağlanan fayda kayıptan çok azına düşünce işler değişir. Duygusal, ruhsal, sosyal, bireysel, maddi… Her biri, bir ilişkinin nedeni ve ya sebebi olabilir.…
Kendine bir yol çizmekten aciz bırakılmış insanların, çizilmiş yollardan gitmekten başka şansı kalmaz. Korumacılık, Planlama, ezbercilik, disiplin, eğitim adı altında kalıpladığımız insanlardan gelecek bekleriz. İtaatkar korkaklar yetiştirip, onlardan korkusuz kaşifler olmalarını isteriz. Yaratıcılık, yarattıklarını kendisinden daha ötesine ulaşamayacakları baskın üstünlükle kitler. Soyunduğunuz rolünüz, onların üstlendikleri rolleri dağıtır. Hamilik, koruyuculuk, yaratıcılık, ata erkillik, toplum erkillik kavramları…