Uyanmak Var ya
Temel vazife ve görevlerimiz bize yük değildir. Yük ise, o zaman biz biz değilizdir.
Temel vazife ve görevlerimiz bize yük değildir. Yük ise, o zaman biz biz değilizdir.
Çocuk bir görev değildir. Mecburiyet de değildir. Çocuk sevgi işidir. Sabır, özveri, adanmışlık, emek gerektirir. Anne ve baba olma ehliyeti için sınavdan elli almak diye bir şey de yoktur. Sıfırda alsanız yaparlar insanı. Ama bir de trafiğe çıkında bir bakın sonrasında.
Bir olmanın, tek olmaktan farklı olduğunu anlayacaksın. Bir olmanın aynı olmak demek olmadığını iyi bileceksin. Akıllanacaksın, yolu yok. Birlikte olmak ne demektir. Önce bunu adam gibi öğreneceksin. Çöplük etmeyeceksin ilişkini. Çöp etmeyeceksin, ne kendini ne de sevdiğini.
Sevgi, aileden miras alınan servettir. Bıraktığınız servetiniz yaşlılığınızda size de yeter, evlatlarınıza da. Tabi bir servet bıraktıysanız geride.
Sanırım, Yaşamakla uğraşırken unutuverdik yaşamayı.
Kalıplaşmış hiç kimse olduğundan büyük düşünemez. Nasıl anlamazlar? Nasıl görmezler? Nasıl farketmezler? Gibi sorularınızın yanıtı kapsama alanlarının dışındaki uyaranlara yanıt veremezler olacaktır.
“Sen de kimsin” düşüncesindeki birisini, görmemeyi başardığın zaman. Bu sefer o ”hiç kimse” olur.Bazı şeylerle kavga etmemek lazım. Bunlardan birisi de kendi … dur.
Neler neler gördüm. Çok zaman oldu. Çok insan oldu. Ne çok insan birikti. Çok –neler- gördüm. Yetti bir ara, yumdum gözümü. Yumdum da, Artık gözlerimi kapattığımda da –neler-görünür oldu. İnsanlar gider, yükleri kalır. Dertleri biter, izleri kalır. Çakılmış her çivinin, tahtada izleri kalır.
İnsanları ciddiye almaktan vazgeçtim. – Neden mi? Onlar, kendilerini ciddiye almıyorlar ki. Değer kavramındaki eksiklikler olduğunda, yapacağınız her şey yağlı kağıda tükenmez kalemle yazmaya çalışmaya benzer. Hani “sen müthişsin” dediğiniz kişinin bu cümle karşısında kendisiyle dalga geçildiğini hissetmesi gibi söylenen ile algılana birbirine yapışmaz
Örme kazaklar olurdu eskiden bilirsiniz. Gözünüze bir ip takılırdı, eteğinde. Bir boşluk anı tutarda, çekerdiniz hani. Sökülüp gelirdi güzelim kazak etekten. İşte insanların bu eteklerindeki ipler hep dikkatimi çekmiştir. Ne zaman tutup çeksem, taşlar dökülmüştür yerlere. Eteklerindeki taşlar dökülmüştür.