Üretmek, mecburiyetindeyiz.
Ekonomik olmayışı, bizim için anlamsızlığı şu an için gereklilik veya ihtiyaç olmayışı gibi nedenler öne sürerekvazgeçemeyeceğimiz kadar önemli üretim.
Yaşamın kaynağı, üretmek. Hayatı çoğaltmak, bu da onu daha anlamlı hale getiren eylem. Yaratılışın ve davamlılığın altın kuralı.Üretmek ve çoğaltmak… Geldiğimiz bu yaşamı anlamlı kılmak için buna devam etmeye mecburuz.
Üretmek, hayatı ve canlılığı yaymak, bir şeyleri yoktan ortaya çıkartmak, kendimizden verdiğimiz bir parçayı bir canlıya bir cisme, bir değere, bir güzelliğe ulaştırmak bize daha fazla anlam katacak olan şey.
Düşünce, ekonomik değer, sanat, eğitim, güzellikler, kullanışlı metaryaller, bilimsel keşifler, faydalı uğraşlar…..
Üretimin tek ve yegane amacı, anlamsızca çoğalmak değildir.
Bir Amip’in bölünmesinden farklı, bir insanın üremesi kadar zavallı değildir aslında üretmek.
Bir çocuğu doğumuna sebep olmaktan daha fazlası olan şeydir, yani onu yetiştirmektir. Sebep olamk kadar kısıtlı bir eylem, gerçekte hiç bir şey üretemeyen insanın, anlamsız gelişine anlam kattığını sanmasına neden olan yanılgıdır. Ve bahis olan üreme Amipin yaptıklarından daha değerli olmaz.
Üretmek hayata bir şeyleri katmak gayretiyle, hem de iyi bir şeyleri katma gayretiyle, bu güne ve geleceğe artı değerler katmak olarak ortaya çıkmalıdır.
Her zaman aranılan anlam ise, çoğu zaman bunun doğruluğu içerisinde gizlidir.
Boş durmamak, anlamsıca yer kaplamaktan fazlası olmak için doğru şeyleri doğru şekilde üretmek gerekir.
Bir amaç için gelmiş isek bu dünyaya, amacımıza yol alabilmek için üretmek gerek.
Kaybolmamak ve anlamsızlaşmamak için üretmek gerek.
Değer olmak ve değerli olmak için üretken olmak gerek.