Dünyanın çatışından kendine bakan insan kendisinin de aralarında bulunduğu küçüklüğü acizliği ve çaresizliğini görür. Bu yüzden en yukarı çıkmaya çabalar. Tırmanmak, tırmanmak, tırmanmak… Olabildiğince yukarıdan bakmak, aşağıda karınca gibi gözüken insancıklara öylece yukarıdan bakabilmek.
Ne kadar yukarıdan bakarsa baksın – yine karınca gibi gözüken bir bedenle karşılaşır- Bu yüzden kanat takmak ve daha yukarıya çıkmak ister. Ne kadar yukarıya çıkarsa kendi acizliği ve çaresizliği aşağıda karınca gibi gözüken insanlar arasında kalacak ve kendisi büyüyecektir, yükselecektir. Küçük olan aşağıda gözüken olacaktır.
Yükselmekte olduğu yükseklerde, bilmediği ;
Dünyanın zirvesine bile çıksa, evrende küçük bir nokta olacağıdır aslında.
Zirveye yukarıya çıkmanın pek çok yolunu arayarak geçirdiği ömründe inanca, servete, üne, bilgiye, ruhsal gelişime, tecrübeye ve güce yatırım yapacaktır. Kibri zirvedesin derken, egosu daha fazla diyecektir. Kalbinde şunu bilecektir ne kadar yukarıya çıkarsam çıkayım oyum/buyum. Boyum 1.60 kilom 50 kg. Aklım bu, fikrimse şu.
İnsanın yükseklere çıkarak, diğerlerinin üzerinde kendine bir taht kurarak büyümeyeceğinin farkına varması bedenden varlığına tutunuşun kaybıyla tamamlanacaktır. Bu sadece ölüm demek değildir. Yok oluş ise hiç değildir. Bu gerçekten var oluştur. Olduğun yerde bedeninde dünya üzerinde durduğun yerde ve konumunda, egosuz olarak değil egonla birlikte, tüm zayıflıkların acizliklerin küçüklüklerinle birlikte , tüm sahip olduklarınla tümünün ve bütünün içerisinde bir yerin olduğunu zincirin bir halkası olduğunu fark ettiğin durumdur.
Dünyanın zirvesi; dünyanın olduğun gibi olduğunda, parçası olabilmektir. Dünya sadece yükselmiş benliklere, liderlere, değerli kişiliklere, diğerlerini yukarıdan izleyerek yalnızlıklarını güçleriyle örtmeye çalışanlara ihtiyaç duymaz. Dünya ben de varım diyenlerle yüzünü dönmeye devam eder. Değersiz ve küçük gördüğün bir organizma virüs bakteri ya da mikrop tüm yaşamın başlangıcı ve tüm yaşamın sonunu getirebilir. Ne kadar küçük olduğu değildir mesele. Mesele nerede durduğu da değil. Mesele var olup olmadığındadır. Aslında tüm mesele olmak ya da olmamaktır.