“Neden seveyim ki seni?
Bir sebep göster bana,
Bir neden bul,
Bir anlam yükle.
Neden sevmeye devam edeyim ki seni?
Bitmeyen gerekçem olsun,
Devam etmemin bir anlamı olsun.
Neden sevmeyeyim ki seni?
Anlamsız da olsa,
Nedensiz de olsa,
Sebeplere ihtiyaç duymadan.
Sırf ben istediğim için.
Başını ve sonunu düşünmeden.”
Şimdi konumuza gelelim.
Sevgide ki özne kişinin varlığı mıdır?
yoksa
Sevgilinin birini sevme arzusu mudur?
İlki geçerli ise varlığını anlamlı kılmak ve sevilmeye değer kılmak için kendisine değerlilik yüklenmesi gerekir. Bu gerçek olmalıdır. Kişi bedellerini ödeyerek layık olduğu, daha doğru söke söke hak ettiği sevgiyi almaktan çok da ciddi bir tatmin duymayacaktır.
İkincisi ise kim olduğunun anlamı ve özel olma ihtiyacı karşılıksız kalır ve herhangi birinin de onun yerinde olabileceğine kanaat getirip seviliyor olması anlamsızlaşır.
Dolayısı ile sevilmek duygusunda her daim bir boşluk hissi barınır.
Bu nedenle insanlar sevmeye odaklanır. Çünkü sevilmek kendi panzerini taşır. Sevmek ise panzehrin tam da kendisidir.
Yani seven siz olun yırtın bu işten.