Yoluna koymaya çalışıyoruz ama bir türlü olmuyor.
Ters giden şeyler, bize bir türlü izin vermiyor.
Belki de yolu bu değildir diyoruz.
Belki de bu yolda olmamam lazım, bu yolu izlememeliyim diyoruz.
Bir mesaj mı var olmayanda diye de düşünmeden edemiyoruz.
Cevap ne, hangisi geçerli?
Kaderin oyunuyla, kaderi yazmak arasında gidip gelirken….
Tabi bu söylediğim düşünen ve elinden gelende çırpınanlar için geçerli. Arada geçen zamanın içerisinde kendimizi sorgulamaya devam ediyoruz.
Olmayacak duaya Amin mi diyoruz?
Olmayanda bir hayır mı var?
Sabrımız mı azmimiz mi kararlılığımız mı gücümüz mü isteğimiz mi niyetimiz mi sınanıyor?
Yoksa kendimiz oyalanıyor muyuz?
Cevaplar buralarda bir yerlerde.
Ama nerede, bulamıyoruz.
Kim bilir bazen durmaksızın üzerine gitmek yerine, durup sakinleşmek ve bakış açımızı değiştirerek bir kez daha bakmak gerekli. Çok yakınımızda olana varmak üzereyken, vazgeçmek ile gücümüz bittiği anda çok uzağında olduğumuz hedeflerin varlığını, durduğumuz yerden daha yüksek bir noktadan görmeye ihtiyacımız vardır. Karar verebilmek ve emin olabilmek için farklı bir bakışla bakmaya ihtiyacımız olabilir.
Bu bizi biz olmaktan çıkartmaz. Bizi daha bir fazla biz kılar. Kendi bakış açımızı esnetmek ve daha fazla şey için görüş alanına ve mesafeye sahip olmak, bize çok daha fazla olanak sunar.