Yeni bir başlangıç olarak ilişki.
Kesitler, dönüm noktaları ve büyük değişim kararları olarak hayatımızın başlayan ve biten dönemlerinden bir tanesi üzerinde duralım.
Temel niyet bir parantez açmak, içine yeni bir yaşam koymak, parantezi kapatmak.
İşte bu tümden yanılgı…
– Varlığın ve varlığı bırakmaz.
– Geçmişin ve geçmişi bırakmaz.
– Duygusal bağlılıkların ve duygusal bağlılıkları bırakmaz.
– Süreklilikler ve süregelenler müsaade etmez.
– Bağların ve bağlantıların, bağları ve bağlantıları imkan vermez.
Demem o ki hiçbir ilişki tüm değişkenlerden yalın, sıfırdan bir başlangıç değildir.
Kişiyi, kişinin geçmiş ve gelecek beklentilerini, bağlarını bağlantılarını, çevresini, ailesini, temel açmazlarını ve toplam yaşam durumlarını kabul ettiğiniz dünyasıdır.
Diğer kişi içinde aynı durum söz konusudur.
İlişkiye taraflardan birisi parantez açarak ilişkiye katılırsa ve parantezi bu ilişkide kapatmak isterse,
diğeri ise bunu bir katılım olarak değerlendirirse,…
muhtemelen ki genelde böyle olur, parantezi açmaz ve kapatmazsa.
Bu durumda parantezi açanın açısından fedakarlık ve kendini feda etme anlamına gelir.
Günümüzde olan en yaygın ilişki sorunu budur aslında. Olaylara ve kişilere indirgemeden sorunun tespitine gittiğimizde bu şekilde açıklayabiliriz.
Bunu olaylara endekslersek,
“ benim ailemi saymıyorsun,”
“ Benim arkadaşlarımı istemiyorsun”
“ ben böyleyim biliyordun”
“ sen beni yönetmeye çalışıyorsun”
“senin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için buna mecburum senin de başka seçeneğin yok”
Kurmak yerine, katılmak kavramında kolaycılık ve hazırcılık yatar. Artık hazırda ne varsa tümden olur o da.
Sıfırdan başlangıçlar, sıfırdan kurulumlar gerektirir. Bu da meşakkatli ve zordur. O sebepten seçimler, ekseriyetle devam eden hayatlara katılımlar yönünde olur. Ama beklentiler parantezler şeklinde düşünülür.