Çaresi nedir diye düşündü.
Yalnızlık mı, şişelerin dibinde mi, alıp başını gitmekte mi ?
Çaresi nedir diye düşündü çaresizce.
Çaresiz mi dedi kendine.
Kendindeki çaresizliğe ne harman olabilirdi de çaresizlik çareye dönüşürdü?
Bilemedi,
Bilemediğinden çaresizdi zaten.
Çaresizce çaresizliğe bıraktı kendini.
Tuzlu deniz suyunun gözleri yakan çaresizliğine bıraktı kendini.
Çaresizlik, bedenini yukarıya doğru taşıdı.
Hafif ama kararlı yükseldi mavilikten.
En çaresiz hissettiği anda.
Çırpınmanın anlamının kalmadığı noktada kendiliğinden olanlarlaydı.
Beklentisizliğin teslimiyeti onu hafifletmişti belki de.
Belki de tam çıkıştaydı da, tam çarenin eşiğinde durmaktaydı da olması gereken oldu.
Ne olduysa oldu.
Olan iyi oldu diye geçirdi içinden.
Olan iyi oldu.