Bilmek istemezsin.
Öğreneceklerinden sonra,
Fark edeceklerinden sonra,
Bir kez yola çıktıktan sonra,
Kendinden gizlendiğin sığınağından
bir kez dışarı çıktıktan sonra…
Saklanacak yerin kalmadığın zamandır.
Açıktasındır.
Görür ve gözükürsün.
Bilmek istemezsin.
Bilmek, böylesi çaresizliktir.
Bilmek, böylesi bir temizleniştir.
Bilmek, yeniden başlayabilecek kadar tüketeceğin eski seni, yeniden başlayacağın yeni sana buluşturandır.
Bilmek, olmaktır.
Ve aynı zamanda olmadıklarından haberdar olmaktır.
Bilmek, dibi olmayan bir çukursa gözler açıkken içine atlamaktır.
Ve düştükçe dokunduklarını toplamaktır.
Bilmek, olmaktır.
Bilmek, bildiklerinin çok küçük bir parça olduğunu bulmaktır.
Birazını bilsen,
Bilmek istemezsin.
*********
Yüzleşmelerin, insanın canını acıtan yönleri olur.
Bu yüzden yüzleşmedir.
Yüzleşmek, acıya dayanacak kadar güçlenmek demektir.
Affetmek, acıyı seçecek kadar onu kabullenmekle ilgilidir.
Kabullenmek, bildiğin halde dibi olmadığını bildiğin kuyuya atlamayı gerektirir.
Bildiklerinle birlikte, yüzleşip fark edeceklerini affedecek kadar olgun olmak gerekir.
Ermek, benlik kademelerinde yükselmek, mirvanaya ulaşmak, tam olmak, kusursuz olmak, olgunlaşmış bütün bir insan olmak…
ya da her ne ise,
Bunlar için bilmek gerekir.
Tüm bunları bilmenin zorluğunu bir bilsen…
Diyorum ya,
Bilmek istemezsin.