Biliyor musun?

Dünya benim için neden önemli, biliyor musunuz? Çünkü, yaşayabileceğim başka bir yer yok. Bu toprak benim için neden önemli, biliyor musunuz? Çünkü, burada doğdum. Kendimi ait hissedebileceğim başka bir yer yok. Ben neden önemliyim biliyor musunuz? Çünkü benden başka bir tane daha yedeğim yok. Değerli olanı keşfetmek… Esas keşif bu. Her insanın kendi hayatının keşfi.

Gece, Gündüz

“Gündüzün şerri, gecenin hayrından iyidir” sözünü duyanlardan mısınız sizde? İnsanın yüzü ya güne bakar ya da geceye. Gecelerin kötülüğünden değildir bu söylediğim. Hayatın güne uyandığı yerin, sabahlar olduğundandır. Gece yarısından sonra çalar iş telefonum, oniki-bir, bazen üç-dört… Önce sonsuza kadar engellerim aramalarını ve sonra bırakırım onları geceye. Geceler onların, gündüzler benim olur. Gecelerde yaşayanlar gündüzlerde…

Ne Yapsak Olmaz

Ne yapsak olmaz, Tutturamayız bir türlü doğru tavrı oluşturmayı. Beklentimizin gerçekleşmemesine bir türlü inanamayız. Eğilir bükülürüz, olmaz. Zorlarız, olmaz. Çırpınırız, olmaz. Ne yapsak, olmaz. Anlayamayız olmamasını. Kızarız ve savurup fırlatırız. -Aman beee ???☹️ olmazsan olma, diyerek. İşte farkındalık ?Olmamasının nedenine, ?Bunda bizim payımıza ne düştüğüne, ?Bizim dışımızda nelerin etkili olmuş olabileceğine, ?Olmamasının hayrına, ?Olması için…

İnsan Erozyonu

İnsan Erozyonu İnsanın en verimli kısmını, kaymağını alıp sıyırır. Günümüzün en büyük sorunu insan erozyonudur. Bu erozyon insanların birbiri ile bir arada yaşaması sonucu birbirleri ile temaslarında yine birbirlerini yıpratmaları ile olur. Diğer bir tipide sosyal toplumsal ekonomik kültürel olarak büyük debilerle bireye yönelmiş hedeflemeler neticesinde gerçekleşir. Kim olduklarını bulmaya, en verimli yönlerinden haberdar olmaya…

Onun Sadece Dilinde

“Onun sadece dilinde var…” Dilimizde olanlar aklımızda olanların bir uzantısıdır. Aklımızdaki bizim meselemizdir. Ya da meselemiz aklımıza düşer. Oradan da yerçekimi buya, aşağıya doğru inerken dilimizden kayar ve düşer. Aslında içinde çözemediğini dilinde çözmeye çalışır insan. “çok egolu, egoist, bencil…” cümleleri sahibinin bunların üzerinde abartılı duruşuna itafen hayat bulur. “ Namus, ahlak…” “cinsellik” “din, iman”…

Hayaller ve Gerçeklerin Arasında

Aklın sesi olarak ses verdiğinde. Kalplerin bu sesi işitmemesine şaşırmamak gerekir. Kalbin sesini de kulakların işitmez oluşu bundandır. Hem akla hem de kalbe hitaben eden cümleleri kurabilmek ise başlı başına bir sanattır. Ben genellikle aklın sesinden konuşurum. Kalbin sesi bir başka sestir. O ses çıktığında içler titrer. Gözler dolar, geçmişlerine gider insanlar. Ayakları yerden kesilir.…

Yüzler

Yüzler ve her bir yüzün arkasında gözükmez duran yüzler. İsimler ve her bir ismin arkasında gözükmez olan kimlikler. İnsanlar ve her bir insanın kendisinde birikmiş hayatlar. *********************** Kimsenin ilgilenmediği kısımlar. Sadece tek kişiyi, bir tek kendini ilgilendirmekte olanlar. Statik elektrik gibi hareketsiz durup, bir dokunuşla kıvılcım çakanlar. Gizlenmiş dünyalardan daha derinde, kendinden gizlenmiş insanlar. ***********…

Nehirleri Tersine Akıtmak

Bunu isteyen insanlarla, Beklentinin bu olduğu çalışmalar da, Nehirlerin akıntı yönü aynıyken, Gemilerin, akıntının tersi yönde de seyahat edebileceğini kanıtlamak için kürek çekiliyor. Nehirlerin daha sakin akan kollarına, geçişleri gösteriliyor. Durulabilecek güvenli iskelelere, babalar inşaa ediliyor. Ve anlatılıyor onlara, Nehrlerin suyu zamandan yapılmış. Bu yüzden akıntının yönü değişmeyecek. Ancak, biz onunla birlikte en konforlu şekilde…

Layık

Ruhu Yaptıkları ile… Yapamayacaklarına… Hak kazandığına inanacak kadar cahildi. Yaptıklarının karşılığını bekledi. Yaptıklarının karşılığını belirledi. Yaptıklarının karşılığında hakkı olmayanı istedi. Yaptıklarının hepsini, kendisi için yaptığında değil de. Mecburiyetlerini yerine getirmiş olmanın düşüncesinde yaptığından belki de, Kendini fazladan önemsedi. Böylece, Bin iyiliğe, bir kötülük Bin sevaba, bir günah Bin mutluluğa, bir acıyı Kendi mantığıyla, kendine hak…