Yüzleşmeden geçip gittiklerimiz,
Çekmekten kaçındığımız acılarımız,
Yarım kalmış hesaplarımızın her biri için geriye döneceğiz.
O zaman geldiğinde…
Ne kadar ilerlediğimizin, geliştiğimizin, aştığımızın ve yükseldiğimizin bir anlamı kalmayacak.
Tüm bunları bir kenarda bırakarak yol alınmayacağını.
Bu hayatta atlamak diye bir şeyin olmadığını öğreneceğiz.
Geride bırakmanın sadece ertelemek olduğunu göreceğiz.
Tamamlanmamış her şey için ödenecek bedellerimiz olacak.
Tüm aldığımızı zannettiğimiz yoldan geri dönmek zorunda kalınacak elbet.
Ve dönene kadar çok acılar çekilecek.
Çünkü gidilen yol kadar bir yoldan birde fazladan geriye dönülecek.
Kayıplar bini aşacak, eziyetler boyumuzu geçecek.
Bedeller ödenecek;
Bedensel olacak bu bedeller, (Psikosomatik)
Duygusal olacak bu bedeller, ( mutsuzluk, depresyon, kendine takılmış çelmeler…)
Ruhsal olacak bu bedeller, ( öfke sorunları, rahatsızlıklar, takıntı ve diğer psikolojik sorunlar)
Bize malolacak bedel olarak çekilecek, ( kirlenmiş kalpler ve kötülere dönüşmüş insanlar)
Ve en onunda kendimizi yok etmeye kadar gidecek ( Hayati hasatlıklar, yetmezlikler, bozunumlar, kronik sorunlar)
Olacak bedeller…
Pişmanlar olunacak, bir tarihte,
kediler gibi…
Kuşlar gibi…
K.. gibi…
Yılanların başları küçükken ezilmediği için dökülecek gözyaşları.
Pek çokları, pişmanlık. Daha da çokları, kayıplar olacak hayatımızda.
Sırf yüzleşmekten ve çözmekten korktuk diye olacak belki de tüm bunlar, kim bilir.
Şımarıklıkmış diyemeyeceğiz.
Gülüp geçemeyeceğiz.
Daha da ileriye atamayacağız.
Tüm bildiklerimiz o gün hücrelerimizi acıtacak.
Gecikmiş bedeller için, geç kalınmış müdehaleler yapılacak sonra.
Geç kalınmış hayatların geçmişsine ağıtlar.. ,
Onlar yakılmayacak işte.
Çünkü ağıtlar yiğitliklere yakılır.
Korkakların adına, onların hayatına ağıtlar yakılmayacak.
Yakılmayacak…
Yakıl…
Yazar Notu;
Felaket senaryosu gibi oldu, Okuyucu kusurumuza bakmasın artık.
Dibin dibine gitmeden, yoldan çevirmek için bir gayret yazısı olarak alsın.
Yüzleşmeler için bir cesaret verici uyaran kabul etsin.
Yüzüne inmiş “kendine gel tokatı” olarak yorumlasın bu yazıyı.
Özün özü, mevcutları çözmeden ayıklamadan ilerlemek diye bir şey yok gerçek hayatta.