Bilince Şekil Vermek

Eğer suyu programlayabilseydik ve ona şekil vermeyi başarabilseydik. Bir de ona özgün bilinç yükleyebilseydik. İşte o zaman istediği her şekile girebilirdi. İşte insanda böyledir. Onun bilincine, özgün bir biliç programı yükleyebilirsek kendine sınırsız şekil ve biçim verebilir. Bu insanın uyum yeteneğidir. Bunu kaybettiğinde katılaşır. Su gibi her şekle giremez, uyumlanamaz. Biliriz ki o noktadan sonra…

Serbest Düşünce

Keşiflerden hoşlanırım. O yüzden zihnimin sanrılarına, hayallerimin oyunlarına keyifle kucak açarım. Serbestçe kendilerini boşluğa bırakan düşünceleri, bir kelebek kolleksiyoncusu hassasiyetiyle tutar ve yakalarım. Aklın gücüne güvenmem. Ruhum daha iyi bilir nelerin değerli olduğunu. Elekleri gevşek bırakırım bu yüzden. İlginç olan fikirler oradan geçebilsin diye. Saçmalık… diye yorumlayanlar olur. Elektirkte, telefonda, bilgisayarda saçmalıktı, bir zamanlar ve…

Nekadar Ağır Yazmalı

Yazılarımız ne kadar ağır olmalı? sorusu benim bakış açımda , değişkendir. Her bilinç ve algı düzeyine uygun, farklı zorluklarda yazılar olmalıdır. Bunun nedeni; Her farklı alanın başı ve sonu arasındaki çizgide, herkes farklı bir yerde durur. Çok önce geçip, geride bıraktığı şeyler. Çok ileride, ulaşmak istedikleri. Ve durduğu yere tam da isabet edenler.

Kim Görecek

Ne çok, insan gördüm. Ne çok, insanın gördüğünden fazlasını gördüm. Ne çok, insanın içini gördüm. Herkes bakar. Ama gerçek şu ki, Herkes görmek için bakmaz. Çünkü; Kimse gördükleriyle, ne yapacağını tam olarak bilemez. Bir amacı olmadan, görmenin anlamsız olduğunu bilerek. İşte bu olmaz, bu böyle olmaz. O yüzden görmek için bakmaz insanlar. Belirli bir deriniğin…

İskeledeki Adam

İskelede duran adam, gemiden tek sıra halinde inen askerlere bir şeyler söylüyordu. ” Sen güçlüsün. Zafer kazan ve geri gel. Ben seni burada bekliyor olacağım.” ” Bunu ancak sen başarabilirsin. ” Yanına yaklaştım ve sordum. – Gerçekten hepsinin geri döneceğine inanıyor olmazsın, değil mi? Cevabı basitti. ” Onlar da biliyorlar, bunun doğru olmadığını. Ancak, benim…

Ben Çok…

Ben çok akıllıyım. Ben çok yetenekliyim. Ben çok bilgiliyim. İnanılmaz düşüncelerim var. Mükemmelim aslında. Kusursuzum aynı zamanda. Üstüne üstlük, üstün özelliklerim var. …. Şaka, şaka. Ben sadece işimi yapıyorum. Onu iyi yapmak için çok çalıştım. Bu da bana ister istemez, bir takım avantajlar sağlıyor. Siz de işinizi iyi yapın. O zaman göreceksiniz ki yukarıda saydıklarım…

Bu Yolculuk

Sadece gerçek cesareti olan ve bundan başka hiç bir seçeneği kalmayan kişiler bu yolculuğa çıkar. Geriye kalan herkes bir yerlerde vakit geçirir. Bu yolculuk, kendini bulma yolculuğudur. Bu yolculuk, iç hesaplaşmalardır. Bu yolculuk, tamamlanma gayretidir. Bu yolculuk, yüzleşmelerdir. Hiç kolay değildir. Eğlenceli de değildir. Gözyaşı, ter ve acı ile birlikte yol alır insan. Herkes hayatında…

Uygulamalarda İç ve Dış Gözlem

Çalıştığım insanlarla; istemsiz bir şekilde, aynı düşünce duygu frekansına gelip, birlikte hareket etmeye başlarım. Bu onları anlamak için, onlar gibi olmaktır. İş burada başlar. Frekansım, onlarla eş olduktan sonra. Onlardan dışarı çıkıp, kendim olmam ve bir dış göz olarak duruma bakmam gerekir. Bu, ardışık olarak devam eden uyumlanma ve kendini frekansın dışına atma gayreti gerektirir.…

Geçmişe Yas Tutamak

Geçmiş için, yas tutmaya devam etmek. Bitmeyen bir çile. Sonu gelmeyen, kendini cezalandırma. Dinmeyen, utanç. Affedilmeyen, hayat. Kabullenilmemiş, deneyim. İnsanın göğsüne saplanmış ve orada kalmış, bıçak. Tutulan her yas bir gün bitmeli. Her insan, kendini ve geçmişini mutlaka bir gün affetmeli. Hayatını, olduğu gibi kabul etmeli. Yoksa gerçekten işi çok zor.