Herkesin,
Her zaman,
Aradığı,
Duymak,
Bulmak,
İstediği şeydir doğrular.
Olmayacağını, bulamayacaklarını ve duyamayacaklarına emin oldukları doğruyu özler her insan.
….
Ta ki onu bulana ve duyana dek…
O zaman anlarlar istediklerinin doğrunun bulunması ve söylenmesi olmadığını.
Aslında bunca zaman, bunun görülemez olduğunu ispatlamaya adadıkları hayatlarında o an pişti olduklarını.
Aklımızın almayacağı kadar çok şey yalan ve kandırmacanın sürdürülmesi anlaşmasının üzerine kurulur.
Onlarca farklı kişiye aynı yalanı söylemesi gerektiği öğretilir.
Ve onlarca farklı kişi aynı yanlışı doğruymuş gibi dillendirdiğinde her yanlış artık bir doğru, her yalan gerçeğe dönüşür.
Her sır ve giz gizli kalır.
Kontrat devam eder.
Ve
İnsanlar arıyor taklidi yapmayı sürdürür.
Anlaşılır ki, Şudur ki gerçek;
İnsanlar kendi yalanlarına hava ve su kadar ihtiyaç duyar.