DENGE
Tüm yaşam ve evrensel kurallar bir denge içerisinde işler. değişimde ,takasta,devamlılıkta yaşamın her noktasında belirli dengeler vardır. Enerji sistemimizde , psikolojimiz , duygularımız, fiziksel durumumuz,sosyal yaşamımız ve ilişkilerimiz yani yaşamımızda içinde bizim olduğumuz her şeyde bize özel bizim kurguladığımız, bize verilmiş ve bize has dengeler mevcuttur.
-Portakal faydalıdır …evet faydalıdır ama portakala allerjisi olan birisi için zararlıdır. O kişinin sisteminde portakal denge kurucu değil denge bozucudur.
-Hırslı olmak insanı ilerletir… evet ilerletir ancak sakin , yumuşak huylu ve huzur arayan birisi için hırs tüketicidir.
Yani denge aynı zamanda kişiye göre değişen ve her kişinin özelliklerine göre farklı-farklı kurulması gereken bir unsurdur.
Yine denge o kişi için en uygun olandır. Konumuz enerji olduğu için bu kısımdan anlatmak istiyorum. Temel ( Birincil ) enerji sistemimizde13 ana belirleyici ölçüm noktası , enerji kullanım düzeyi sıklıkla görebileceğiniz -10 ila +15 aralığında 26 farklı seviye gözlemlenir . Bu 13 ana şakra noktasının her birisi için olası 26 farklı seviye demek olur . Bu noktalardaki her farklı seviye içinse enerjiyi kullanım , temin ve aura etkileşim eğilimlerin de ise 17 farklı alternatif , yoğunluğunda birbirinden oldukça farklı yoğunluk seviyesi , mesafelerinde -3 den +10 a kadar 14 farklı mesafe oluşumu vardır. Bu bahsettiğim sadece ana şakra sitemi için geçerli olasılık zinciridir.
Peki neredeyse sonsuza yakın olasılık mevcut ise denge nerededir?
Şakra siteminde 13 şakra noktası için enerji düzeyi kavramını ele alalım . Sıklıkla 4-10 bandında normal kabul edilebilir olurlar .
Tüm sistem için;
* 4 den aşağı olduğunda zayıf (3,2,1 ) ,
* 1 den aşağı olduğunda (0-,-1,-2,…. ) sorunlu kabul edilir .
* 10 dan yukarı olduğunda (11,12,13,…. ) İhtiyaç ya da olağan üstü durumlara işaret edebilir.
o zaman 4-10 arasında en yüksek enerji dengesi 10 dan başladığına göre 10 en iyi enerji dengesidir cümlesi doğrumudur ?
Malesef bu da doğru değildir. Denge her bir kişiye özeldir dedik. Bir kişi için 4 enerji seviyesinde oluşan bir denge o kişiye mutlu ve güzel bir yaşam sunarken 10 seviyesinde bir başka dengeye taşımaya kalkarsanız ve buna zorlarsanız o kişiyi dağıtır ve mutsuz edersiniz. Olmadığı istemediği bir yaşamı yaşamak zorunda kalan kişi denge seviyesi olan 4 ün 2,5 katı enerji tüketerek ömründen geleceğinden tüketmeye başlar. Yani her insanın kendi kimliğine kişiliğine mahsus olarak 4 la 10 arasında farklı seviyelerde kendi dengesini kurması mümkündür. Kurulan gerçek denge kişi için düzenli olarak sağlanabilir , tutulabilir ve olağan olarak tekrar ve tekrar gelinebilir bir denge noktasıdır.
Sakin ve birbirine benzer günleri yaşayan ( ev kadını , emekli, …) kişilerde çocuklarını büyütmüş belli bir standarda ulaşmış ve günlerini huzurlu geçirmek isteyen insanlarda 4-5 sevileri sıklıkla gözlenir. Bu seviye bu insanları sakin huzurlu yaşamları için iyi bir düzeydir. Bu insanlara gelin yükseltelim hayata daha yüksek enerji ve coşkuyla tutunun demek ( kişinin arzusu ve ihtiyacı dışında ) bu kişinin yaşantısını olumsuz etkileyerek yorucu tüketici bir döngüye girmesine ve kişinin mutsuz olmasına neden olacaktır. Yine iş yaşamında aktif ya da zorlu bir dönemden geçen ve yüksek oranda güç ihtiyacı olan genç ya da orta yaşlı bir kişinin enerjisinin 7-9 aralığında işlemesi normal olup daha yüksek bir düzeye taşınması kişiyi kısa bir dönem için aşırı aktif ve güçlü hissettirse de uzun soluklu bir yolculuk için gücü tükenecek ve başka sorunları hayatına çekecektir. Yine farklı bir durum olarak ciddi fiziksel bir rahatsızlık geçiren ya da ciddi bir rahatsızlıktan kurtarmak için mücadele veren enerji sistemi optimal düzeyi ne olursa olsun 8-9 bandında enerji kullanmak ve bunu tutmak için efor harcar bunu daha fazla yukarı çekmek ya da aşağı düşürmek sistemin kendini onarmak için önerdiği enerji düzeyine olumsuz etki yaratacaktır.
İstisnalar var mıdır ?
Tek seviye değil bant aralığı da olabilir 4-6, 7-9, 6-7.. gibi, buda bir dengedir ancak tek sayılar dengesinden farklı bir denge söz konusudur .
Belli bölgelerde , belli şakralar da enerji düzeyi genel denge düzeyinden farklı şekillerde işleyebilir. Bu farklı işleyiş her zaman dengenin bozulduğunu işaret etmez. Bazen de gerçekten önemli işaretler verir. Dinlenmede olabilir , ihtiyaçları oluşabilir veya o kısımda etkili çalışmalar yapıyor olabilir, bir olay bir duygu bir düşünce etkisi altına girmiş olabilir. İlgili fiziksel bölgelerden birisinin özel enerji talebi söz konusu olabilir…..
Daha yüksek enerji seviyelerine yükselmek ya da yükleme yaptırmak varlığımı daha yukarı taşır mı?
“İnsanlara verilebilecek en değerli hediye bilgidir. ”
Gerek yükleme( reiki vb) gerekse de rezonans (uyumlama…) , farkında ya da farkında olmadan trans ,ototrans( olumlamalar … ), gibi enerji alanındaki terimlere artık herkes aşina.
Denge kuralında , kişinin kimliğinin, zekasının,duygusal bütünlüğünün ve gücünün, fiziksel yetilerinin, bedensel yetilerinin, ruhsal özellikleri ve gücünün,psikolojik dengesinin sağlanmasının temel kuralı tüm bu dengelerin kişinin kendisine özel oluşudur. Dengenin kaybı , özvarlığının ve benliğinde belirtilen ana yolun uzağında ya da gerisinde kalmakla alakalıdır. Dengeyi sağlama ve dengesini bulması gereken kişidir. Yaşamının ve varlığının ve de tüm hayatının tek sorumlusu da bu sebepten kendisidir. Kişinin yolculuğunda sorumlulukları kadar görevleri de vardır. Bu görevlerden en başta geleni kendi için çaba göstermektir. Benliği kimliği varlığı yükselten bu çaba ve öz değerdir. Bu Nedenle dengeyi oluşturana kadar yapılacak destek ve yönlendirme faydalı iken dengenin üzerinde ki bir müdahale zararlı ve özden benlikten uzaklaştırıcıdır.
Öğrenciye balık vermek değil balık tutmasını öğretmek esastır. Ve bir esas daha vardır ki yiyebileceği kadar balık tutmasını öğretmek. Denge içerisinde kendisi ile uyumlu bir insan kendi için belirlenmiş yolunda gayreti ve çabası ölçüsün de yükselişine devam edecektir. Dışarıdan kişinin aslına uygun olmayan şekilde yapılan müdahaleler ile kendisinden uzaklaşan kişilerin kendilerine yabancılaşmaları, içselleştiremedikleri olgular içerisinde şüpheyle ve tereddütlerle geçen yaşamları olacaktır.
Tüm yaşamım boyunca bir sürü yanlış yaptım ve dengeli bir insan olmadım ….
Tebrik ederim… yaşayan ve gerçek bir insansınız demektir. yanlışlar yapmış olmak demek dengesiz olmak demek değildir. Gelişim sürecinde öğrenmede yaşam yolculuğunda aldığımız kararların her zaman sonuçları ve doğruları öngörülebilir ve her zaman doğru olmaz . İnsan kesinlikle ve çaresiz olarak hatalar yapar . Bu onun öğrenme tecrübe etme ve ders alma sürecinin kaçınılmaz bir gerçeğidir . İnsanın bir şeyler için çaba ve gayret gösterdiğini ifade eder. Denge unsurunu devamlı olarak zedeleyen ;
Yapılan yanlışların nedenlerini bilememek demektir ,
Yapılan yanlışın , içerik olarak kişilik ve benlikle uzak olması demektir,
Yapılan yanlışın sürekli tekrarlanıyor ve yanlışın kölesi ya da bağımlısı olmak demektir,
Sürekli tekrarlanıyor oluşu yapılan hatadan gerekli tecrübeyi ve dersi alamamak demektir,
Cevapları soruları ve sonuçları doğru görememek demektir,
Yanlış yalnızca bizim yaptığımız değil çevremizde bizimle ilişkilenmiş kişi ve durumların yanlışlarının karsısında hissettiklerimizdir.
Yanlış Kavramı
1-Yanlış olan şeyin ( duygu, davranış,düşünce, yaşam, enerji düzeyi….) özümüzle uzak, uyumsuz ve aykırı olması gereklidir.
2- Yanlışın algısı , sosyal , bireysel , evrensel olarak değişiklik gösterebilir.
3- Bir şeyin yanlış olması için bize , çevremize ya da bir başkasının yaşamına olumsuz yönde etki etmesi gereklidir.
Kısacası yanlış kavramında kişinin kendinin çevresinin durumu kabullenememesi ve içinde bir yerlerde bu konunun kişiyi farkında olarak ya da olmayarak kemiriyor olması gereklidir. İçsel neden çözülmeksizin, gerekli ders alınmaksızın , tecrübesi edinilmeksizin yapılan yanlışlar dengeyi bozarken . İçten içe buradaki eksikliğin düzenlenmesi bir şeylerin değişmesinin gerektiği kavramından uzak kalamazken.
Yanlış ya da doğru nitelemesine dışarıdan verilen öğretiler ve yargılarla varıldığı durumlarda kişi için özüne uygun bir model durumunda yanlış olarak algılanan bir durum bile kalıcı ya da geçi bir denge olabilmektedir. Yani sakin mizaçlı içe dönük bir kişinin yaşamında pasif ezik ve silik olarak suçlanması kişinin yanlış bir davranış modelinde dengesini kaybetmiş olduğu anlamını taşımayacağıdır.
Denge kuralı sadece enerji düzleminde kurulan bir olgumudur?
Enerji dengeleri
Kişinin enerji dengesini belirleme çalışmalarında yapılan gözlemler ve sürecin işleyişi ile birlikte farklı düzey ve şekillerde denge sevileri oluşur . İlk ölçümler ve bunu takip eden çalışmalar ile devam ölçüm verileri sürekli olarak gözlemlenir. Sistemde ilk başta kurulan dengenin ardından süreç içerisinde kişi ihtiyaçlarına ve gelişimine bağlı olarak farklı düzeylerde farklı dengeleri tutmayı bazen de onu korumayı seçebilir. Enerji alanlarının dengeli akışkan ve birbiri ile uyumlaştırılmasındaki amaç kişi ile yapılacak çalışmalara gerekli tabanı hazırlayabilmektir. Dengelenmiş bir sitemde duygu düşünce ve enerji daha rahat akar. Sistemin dengesini gözlemlerken yapılan çalışmalar esnasında duygu düşünce ve belirli sorunların üzerinde durulduğu esnada üzerinde durulan ve çalışılan konu ile ilgili tepkilerini , tıkanıklıklarını ve ihtiyacımız olan bilgileri bize daha yalın ve hızlı verebilme gücüne kavuşur.
Enerji beden iç içe geçmiş pek çok kutucuk gibidir. En başta ana sitem dengesi üzerinde en öncelikli , hayatı, kolay ulaşılabilir görülebilir ya da çözülebilenler yer alır. Bunlarda oluşan denge ve aydınlığın ardından kişi bir alt katma geçer . Bu katmandaki konu duygu düşünce ve enerji yapısı üzerinde çalışmaya kendisini açar. Genellikle en derinde en çok korkulan en fazla görülmek istenmeyen , en uzağımızda tuttuğumuz çelişki ve karmaşalarımız vardır. Her bir kutu dengelendikçe çözüldükçe bir alttaki kutuyu açmak için güç ve güven gelişir. Kişi kendisini hazır hissettiğinde bir başka aşama açılır. Bu çalışmalarda süreç içerisinde gelişen güven ile birlikte derinliği sağlar. Açılan her bir kutucuk dengeleri bozabilir baştan sona başka bir denge seviyesine çekebilir.
Bilinç – Bilinçaltı dengesi
Enerji dengeleme çalışmaları beraberinde yapılması gereken bir diğer çalışmadır. Bu ve bundan sonraki denge unsurları kuramın diğer maddeleri olan farkındalık ,bütünlük ,bireysellik ve özgürlük kurallarının işleyişinde de önemli görevlere sahiptir.İleride tekrar değineceğimiz bu konu için temel enerji çalışmaları beraberinde oluşturulacak denge modelinde esas, bilinç ve bilinçaltı arasındaki kopukluğu gidermek olacaktır. Bilinç ve bilinçaltı ,sert ve kalın bir duvar ile birbirinden ayrılmış olduğunda birbirini tanımayan ve birbirlerinin karalarından haberdar olmadığınız iki yöneticinin farklı emirler verdiği bir işyerinde çalışıyormuşçasına savrulup gitmeniz kaçınılmaz olur . Bu durumda her iki yöneticinin de birbirlerinin kararlarını görebilmesi gereklidir. Bu aşamada yapılacak temel çalışma aradaki kalın duvarın inceltilmesi ve bilinç ile bilinçaltı arasında iletişim kapıları açılmasıdır. Esas denge noktası farklı konular ve alanlarda çalışmalar ilerledikçe ayr ayrı kurulmaya başlayacaktır.
Benlik – Özbenlik Dengesi
Bilinç bilinçaltı dengesinde olduğu gibi kuramın tüm aşamalarının içerinde işlemeye devam edecek bir başka denge unsurudur. Başlangıçta denge oluşumunda kişinin sergilediği kimlik , sosyal kimlik, gözüken kişilik yapısı, eğitim aile ile edinilenler ile özden gelen belki de çok derinlerde yada çocukluğumuzda bırakıp terk edip unuttuğumuz gerçek benlik ve kimliğimiz arasında bir köprü kurmaktır. Ancak bu köprü kurulduğunda kendimize ne kadar yakın ya da yabancı olduğumuzu görmeye başlayabiliriz.
Duygu – Düşünce Dengesi
Enerji ölçümleri ile de belirlenen bu denge durumu kişinin kendisine ne kadar yakın olduğu ile alakalıdır. Bu kısımda tespit işlemi gerçekleşirken farkındalık çalışmaları ile bağlantı sağlanarak diğer dengelerin oturmaya başlaması ile birlikte duygu ve düşünce dengelerinin de sürekli olarak kişinin yaşamında dengede tutulmasının sağlanması önemlidir.