Dikkatli olmak, gereklilikler ile ilgilidir. Eğer dikkatli değil isek o zaman hazırlıksız oluruz. Rahatlık ve güvenli yaşam alanları sayesinde ister istemez sezilerimiz körelmiş, dürtülerimiz zayıflamıştır. Korunaklı hayatlar, kaçınarak yaşamayı öğrenmiş olmak bizi uzun zaman rahat ettirmiş ise bizim dikkatimiz dağılmış ve dürtülerimiz zayıflamış hale gelecektir ki. Bu da oldukça olağandır. Rahatlık ve güvende olma duygusu,…
Ödünç zamanlar kullanırız. Ertelemiş olduğumuz hesaplaşmaları ileri bir tarihe erteleriz. Emanet zamanı nasıl kullanacağımız çok önemlidir. Çünkü, bir gün gelecek ve opsiyon süremiz bitecektir. O gün geldiğinde; Ya hazır olacağız. Ya da pişman olacağız.
Son ana bıraktıklarımızla, hazırlanmadıklarımız vermiş el ele. Çıkmış karşımıza. Öylece kala kalmışız hiç beklemediğimiz bir anda, onları karşımızda bulunca. Bu hikaye tanıdık hepimize. Yabancı dilimizi daha iyi yapsaydık. Daha iyi çalışsaydık. Daha fazla birikim yapsaydık. Ah biraz deneyim edinseydik. İyice öğrenmiş olmayı dilerdik öncesinde. Daha daha öncesinden hani, Zamanın bol olduğu. Sıkışmadığımız. Genç, enerjik, sağlıklı,…
Sorumluluğunu almak ve sorumluluğunu atmak… Aynıdır aslında… Biri hemen gerçekleşir kontrolünde ve istediğin gibi olmasını sağlar her şeyin. İkinci bumerang gibi kurtulduğunu düşünmene ve rahatlamana fırsat verir. Ama sonra döner dolaşır sana gelir. Hazırlıksızken beklemediğin bir anda ensende belirir.
Yaşama atılmadan önce ona hazırlanırız. Çok fazla hazırlanılmış olmak da hiç hazırlanmamış olmak kadar ağır hasar verir insana. Gelişim ve hazırlığımızın yaşam yaş ve gerekliliklere paralel gitmelidir. Yaşamın paralelinde gitmek gerektiğini anladığımız zaman çok sayıda yara almış oluruz. Önünde gitmek gerisinde kalmak kadar büyük sorundur. Mükemmel çocuklar yetiştirme projesinde, mükemmel hayatlara hazırlıklı olmak düşüncesinde, çağının…
Vardır bir bildiği, olmuş ise, olmamış işe ölmüş ise, ölmemiş ise bilmiş ise, bilmemiş ise Vardır bir bildiği… Teslimiyetin bedellerini ödeyemeyecek olanın, hazır olduğuna inandığı zaferleri olmaz. Kazanımlarındaki, kaybedişlerinden de haberi olmaz.görmezin, Teslimiyeti, sorumsuzluk sananlar vardır. Sorumluluklarına, teslimiyetlerde kaçanlar vardır. Teslim olmayı, teslimiyet sananlar vardır. Görmezin, göz işine yaramaz. Bilmeze, bilmek çare olmaz. Anlamaza, anlatmakla…
– Mistizm ve Sezgisellik – Bakıp gördüğün, Görüp bildiğin, Bilip de söylediğin. Önce heyecanlandırır insanı. Bütünlüğü şaşkına döndürür Sonra, fark edilip duyulmuş olanların hepsi birden belirsizleşmeye büyük hızla ilerler. Bu kadar bilinir, görülür ve çözümlenir olmak rahatsız eder. Bilmeye hazır olmamak. Görmeye ve yüzleşmeye ilişkin çok daha fazla zamana ihtiyaç duymak. Bildikleri ve fark ettikleriyle…
Sıkıntılar üstü üste biriktiğinde. Her şey birbirinin üstüne, tersin üstü devrildiğinde. Çareler çare olmaz iken. Çözümler bunları çözmez iken. Bildiklerimizin hiç birisi o anda işe yaramaz olmuşken. Hareketsizce kalıp geçip gitmelerini beklediğimiz zaman olur. Buna; çıkar yolun olmadığı, çıkışlarında bizi mutlu kılmadığı, depresif ümitsiz bekleyiş diyelim. Ve oturup her şeyin kendiliğinden çözülmesini bekleyelim. Oldu mu…
Tam teslimiyet için, güven gerekir. Tam güven için, görmek gerekir. Gördüğünü anlayabilmek için, güvenmeye kendini layık görmek ve olası güvenilir insanları öncesinde tanımış olmak gerekir. Güvenin çok eskilerde yıkıldığı, yerle bir edildiği ve çiğnenip defalarca üzerinde geçildiği yaşamlar vardır. İşte bu yaşamlar, bu sorgulama zincirinden bağımsız hareket ederler. Onların geçmişlerinde yaşanılmış bunca şeyden sonra, korkacak…