Özgürlük
Özgürlük himalayalara çıkılarak , sırtına bir çanta alıp gerçek hayattan kaçılarak, ilişikleri bitirip her şeye sil baştan başlayarak , ayrı bir eve çıkılarak , işinizi değiştirerek , başına buyruk hareket edilerek sağlanacak bir kavram ve duygu değildir. Özgürlük bağımlıklardan arınmış birey olmuş kendisini tanıyan kişilerin yaşamları duygu düşünce istek ve tercihleri üzerinde kendi ruhsal kimliklerine, özlerine uygun davranışlar sergileyebilmeleri ve yaşamlarını organize edebilmeleridir. Esir, güçsüz bir insanın kaçmaya ihtiyacı vardır.
Bir insanın kendisinden kaçabileceği kadar uzak bir yer henüz keşfedilmiş değildir. En zor en uzun en zahmetli en imkansız yolculuklar kendini bulmak adına yapılırken insanlar aynaya kendi gözlerinin en derinine bakmayı hayal bile edemezler. Kaçtıklarının kendilerinin yansıması olduğunu fark ettiklerinde uzun bir ömür geçmiş büyük acılar yaşanmış çok fazla şey kaybedilmiştir.
Kendini tanıyan, iç hesaplaşmalarını bitirmiş , kendi kabulünü gerçekleştirmiş bireyler kendileri için en büyük hediyeyi vermiş ve kendi ruhlarını özgür bırakmış olurlar. Onları yöneten ne başkaları, ne geçmişleri ne de kendi içlerinde farkında olmadan biriktirdikleri değildir artık. Öğrenci fark ettiği anda her şey değişmeye başlamıştır.
Özgür olmak önemli bir sorumluluktur aslında bu noktadan sonra yapacaklarınızın birer bahanesi kalmamıştır. Ne geçmişiniz , ne de bir açmazınız… Bu noktada hür bir insan olarak kendi yaptıklarınızın ve yapacaklarınızın tek sorumlusu bilinçli ve farkında olarak uygulayıcı olmuşsunuzdur. En korkutucu olanda budur kendinizden başka sığınacak bir yer kalmamıştır, suçlayacak kimsede yoktur, zaman ihtiyacınız kalmamıştır. Bir adım atacağınızda açık bir şekilde bunu neden yapmakta olduğunuzu fark ediyor olmanız en başta korkutucu olacaktır. Genellikle çalışmaların ilerlemesiyle birlikte öğrencinin yaklaşmaya başladığı bu nokta önündeki en önemli engelde budur , öğrenci buna yaklaştıkça korkmaya başlar. Pek çok kimse yalın bir şekilde kedisini hayatın ortasında tüm açıklığı ile görmek istemez bu korkutucu gelir. Genel olarak bu aşamaya kadar süreci takip eden öğrenci bilinçsiz olarak ihtiyacı olanı aldığı ve misyonun tamamlandığını düşünerek çalışmaları sonlandırır.
Kendini tanıma, iç hesaplaşma, kendi kabul ve yaşama yeni bir başlangıç başka bir şekilde olur mu ?
Bazen çalışmalarda öğrenciler kendileri için bazı olumlamalar yaptıklarını bu sayede pek çok sorunu aştıklarını söylerler ne yaptınız diye sorarım bazısı okudukları x kitaptan ” Kendimi affediyorum”, ” kendimi seviyorum…”, “ben değerliyim… ” , ” … ‘lara güveniyorum , onları seviyorum ve bana her zaman yardımcı olacaklarına eminim…”, ” geçmişimi affettim..”,”sadece istedim oldu..”
– O zaman neden hala sisteminiz allak-bullak, neden kronik fiziksel sıkıntılar çekiyorsunuz, neden psikolojik ve duygusal sıkıntıları kolaylıkla aşamıyorsunuz…….., –
Bu çalışmalar güzel, insanın kendisi için bir adım atması çok daha güzel , okuması araştırması oda harika.. gel gelelim daha önceki konularda anlattığım . Kendinize verdiğiniz bunun gibi direk telkinler size kendinizi iyi hissettirir lokal bazı alanlarda da duygusal olarak sizi rahatlatırken hayatınızda kısa bir süre sonra tekrar olumsuzluklar baş göstermeye başlar ve siz tekrar eden döngüsel açmazlara düşmeye devam edersiniz. Bunu sebeplerinin en basında tüm süreci tamamlamış kendini bilen özgür bir birey olarak benliğinizin ve ruhunuzun merkezinden gelerek , sizin için en uygun en iyi en doğruyu talep ediyor olmayışınız, bilinciniz ve bilinçaltınızla affetmeye çalışırken kalben edemeyişiniz, geri planda en derindeki duygu ile hesaplaşmanızı tamamlayamamış olmanız gerçek kabulün önündeki engellerden bazıları olacaktır. Kabullenmek, affetmek, barışmak, anlamak,değiştirmek keşke tek bir cümleyle mümkün olabilseydi .
İçsel kabul kalbin bilincin bilinçaltının ve ruhun birlikte alması gereken bir karar. İnsanın henüz içinde çözmediği blok ve duvarlarla kalın örtülerle gizlediği bazen kaçmak için tüm yaşamını feda ettiği duygu olay ve düşünceleri yok sayarak ben bu kutuların içlerine bakmadan ve içlerini temizlemeden ayakkabılığımızdaki kutuların kapladığı alanı rahatlatamayız.
Koşulsuz kabul gelen her şeyi olduğu gibi görüp kabullenmeyi, dersini almayı , fak edecek açıklıkta olmayı ,tüm evrensel bilgi akışına ve evrenden gelecek her şeye karşı gözlemsel iletkenliği gerektirirken kendi içerisinde karmaşayı dindirmemiş bir kişi için içsel kabul ve hatta koşulsuz kabulden bahsetmek gerçekten zor bir durumdur.