Öfkenin Ateşinde

Elini savurduğu gibi, rüzgarından yıkıldı hizasındaki. Bakışlarıyla delip geçtiği delikten, duvardaki yanık izi görüldü. Dilini şaklatıp savurduğu kelimeler, kırbaç oldu da sırtında patladı. Elini bile sürmeden, tarifsiz acılar yaşattı ona. Pişman etti. Doğduğuna, sorduğuna, olduğuna, yaptığına ve yapmadığına. Pişman oldu. Başladı ondan af dilemeye. Yalvardı, yalvardı… Yalvarışları, alevin sıcağında bir kalıp tereyağı gibi eriyip toprağa…

SIFIRDAN

Sıfırdan bir gezegen keşfetsek yaşanacak. Oraya geçmişinden bir haber çocuklar koysak. Ve onlara her şeyden bağımsız, sadece şunu öğretsek. “Sizi yaratan bir yaratıcınız var ve sizi seviyor. Sizde onu sevin. Sizden bir tek şey istiyor. Sizler de birbirinizi sevin.” Deki bu gerçek olsa, O gezegenin adı “Dünya” değil. “Cennet” olacaktır. Kadir gecemiz mübarek, Kaybettiğimiz masum…

İÇİMİZ YANIYOR

Bir yangının ardından, Küllerin sıcağında, Ve hala dumanları tüterken… İnsanın yüreği sızlıyor. Öncesinde ormanın havasını ciğerlerine çekip geçtiğin yollardan geçerken, bu kez yanık kokusundan ciğerlerin yanıyor. Bugün ki kumluca yangınında saat daha 17:00 iken 150 dönüm ormanınız yandı. 150 dönüm canımız yandı. Üzüldük, üzülüyoruz…