Zamanının ötesinde yazayım dedim.
Fazla ileri gitmişim geri dönmek epey zaman aldı.
🙂
Çağ bilgi çağı.
Bilgi var da, kullanan yok.
Kullanan var da, anlayan yok.
Anlayan var da, kıymet bilen yok.
Kıymet bilen var da, biligi veren yok.
Bilgi veren var da, ortada vermeye değer bilgi yok.
Boş işler bunlar…
Dolu işlerle uğraşan yok.
Gelişim kaçıncı katta oturduğun, kaçıncı kattan baktığın gibidir.
Çok üst katlardan baktığında aşağıdakiler uzak , küçük ve karınca gibi gözükür.
Çok aşağıda olursan sadece yatay düzlem de birinci sırayı, en yakınındakileri ancak görürsün. Bir arkasındaki gözükmez.
Ortalarda olursan çıkmak ve inmek kısmında arada kalmış hissedersin biraz ama esas hissedeceğin. Sıcak bir aradalık güvenliği, yeterlilik duygusu ve aşırıya kaçmamış olmanın düşüncesinde olmak olur.
Yukarı katlar tekil yalnızlık.
En aşağısı .çoğul yalnızlık.
Ortalar da aidiyetsizlik ile doludur. Geçicilik ve duraklama hissini barındırır.
Olay tümden saçma sapanlıktır aslında.
Gerçek bir kuş gibi olmaktır. Yerde ve gökte her an hareket edebiliyor olmaktır. Manevra kabiliyetine sahip olup bir rakıma saplanıp kalmaktır. Bir yuvaya sahip olmaktır yükseklerde ama orada kalmak için değil… Kendi başına dinlenmek için orada yuvalanmaktır özetle.
Gelişim bir karmaşadır özetle.
Bir çok insan içerinde kaçıncı sırada olduğunun liginde olmak gibi anlamsızdır aslında.
Bunun sebebi kıyasın diğerleri oluşudur bir yerde.
Oysa diğerlerinden bağımsız kendimizle ilgili olması gereken bir zorunluluktur gelişim denen sanal kelime.