Bir başkasından yardım alma süreçlerinin saçma hikayesini yazayım dedim.
Soru ,
Birisinin yardımına ihtiyacım var mı ?
Olduğunda.
– Fal baktırıyor ya da bakıyorsan.
– Uzun yıllardır benzer hataları ve tekrarlı yapmaktan kurtulamıyorsan.
– İşlerini şansa, piyangoya, vaatlere, rastlantılara bırakma gibi bir alışkanlığın varsa.
– Aile, eş arkadaşlık, iş ilişkilerinde sıklıkla sorun yaşıyorsan.
– Kalpten bağlı olduğun hobilerin, gelecekle ilgili tutarlı hayallerin, bitmek tükenmek bilmeyen enerjin yoksa.
– Bağışıklık sistemin düşük ve sıklıkla aynı rahatsızlıkların tekrarlıyorsa.
– Kendinle ilgilenmekten, yalnız başına kalmaktan uzak kalmak için fazladan gayret gösteriyorsan.
– Amaçsızlık, anlamsızlık, önemsizlik gibi duygular aşırı yoğun ve sürekli tekrarlanıyorsa.
– Kaygı korku tedirginlik panik heyecan, öfke, melankoli depresyon, utanç gibi rahatsızlık veren duygular sert hissediliyor, sık tekrarlıyor ve uzun soluklu yaşanıyorsa.
– Farklı insanlarca benzer eleştiriler alıyorsan.
– Diğer insanlar uzak kalmayı ve ya tedbirli iletişim modelleri ile mesafeli ya da aşırı yakın ilişki temasları kurmaya çalışıyorsa.
– Prensiplerin, olmazsa olmazların sabitlerin ve kendine has karakter özelliklerinin tanımlanmış ve nedenleri ile açıklanmış kısımları yoksa.
– Duygusal dalgalanmaları sık ve yüksek boyutlarda yaşıyor ve çevrene yaşatıyorsan.
– Temas da olduğun yakınlarında farklı farklı sorunların sonradan oluşmaya başladığını gözlemliyorsan( ki muhtemelen ilişki sürecinde temas şeklin ve etkinin sonucu olacaktır)
– Çok fazla şikayet ediyor, eleştiriyor, yargılıyor, beğenmiyorsan.
– Boş vermişlik, tembellik, öteleme, yapılan işlerde eksik ve hatlı tekrarların fazlalığı mevcutsa.
– Düşünce bulanıyor, düşünmeden geçirdiğin süreler ( farkında olmadığın) kısa dinlenme aralıklarından fazla ise.
– Başka insanlardan çok şey bekliyorsak.
– Gücümüzü kendimizden almayı seçmiyorsak
Gibi, gibi….
Bu durumlarda birilerinden bir şeyler duymaya ve duyacaklarını dinlemeye ihtiyacın var demektir.
İşin aslı insanların neredeyse tamamına yakınının, diğer insanlardan öğrenecekleri, duyup işitip kullanacakları ve kendileri için fayda sağlayacakları çok sayıda konu alan ve durum vardır.
Ama
– buna hazır olmak,
– ihtiyaç duymak,
– başka çıkar yolu olmamak,
– bilinçde olmak,
gibi gerekçelere ihtiyaç duyuyor olması gibi ikincil bir durum vardır.
Bu kısımda yer alan insana sayısı küçük bir azınlık olarak kalır her dönemde ve her toplumda.
Büyük çoğunluksa ;
Ben bilirim,
ben çözerim,
ben doğruyum,
ben haklıyım,
ben niye değişeyim başkaları değişsin,
bende bir sorun yok,
gibi “ben”le başlayan cümlelerin sahibi
veya
ne gerek var,
şimdi zamanımı,
sonra bakarız’ların kaçışında olanlardan oluşur.
Farkına varma, ikan olma ve ikan etme süreçlerine gelelim.
Bilincin seviyeleri ve farkındalığın düzeyleri bu süreçleri ve bu süreçlere katılan insanları basamaklandırır.
Her basamakta bir insan durur. Yine o basamakta da o insanın bilinç ve farkındalığına denk bir insan ya da alan.
En alt basamakta ki o basamakta durana belki de söyle diyordur.
Haklısın abi ya.
Sen ne diye değişeceksin.
Neden Sen dinleyeceksin.
Akıllı olsun.
Senden iyisini mi bulacak.
Hiç acıma, oku canıma gitsin.
Adam olsun, aklı başına gelsin….
İşte yardım isteyen, yardım alan, yardım alabilen, yardım alamayan, yardım edilmeye uygun olmayan, yardım eden, yardım etmeye çalışan, yardım etmeye uygun olmayan, yardım edemeyen, alakasız duran birileri ve yardım edebilecek olanların hikayesi böyle uzar ve gider.