” Karşılığını fazlasıyla alacaksın”
denmişti.
” Boşuna değil, tüm verdiğin uğraş ve eziyet. Sonunda rahat edeceksin “,
” Bunu yapabilecek kişiler zeki, çalışkan, akıllı ve özel olmak zorunda. Sen de bu niteliklere sahipsin ”
” Kızlar/ oğlanlar peşinde koşacak, herkes senin yerinde olmak isteyecek ”
” Maddi sıkıntın olmayacak, şimdi yorulup ilerde rahat edeceksin”
” Saygınlık, itibar, ünvan, yetki sahibi olacaksın . Her şey ayaklarının altına serili verecek”
” Ödediğin bedelleri fazlasıyla tahsil edeceksin. Tüm çektiğin sıkıntılarını varacağın yere ulaştığında unutacaksın”
denilmişti.
Vaad edilen geleceğine hazırlandı çocuk,
Vaad edilen geleceğine hazırlandı genç,
Vaad edilen geleceğine hazırlandı yetişkin,
Gençliğinin sonunda, orta yaşın yakınında durdu ve “artık zamanı” dedi.
Vaad edildiği gibi değildi. Ne kazancı, ne itibarı ne de rahatı. Hala mücadale etmeli, çalışmalıydı. Kimse ona altın tepisi de vaad edilenleri kendiliğinden sunmuyordu. Almak için çok çaba harcamalı, onun kadar iyilerle yarışmalıydı.
Kocaman bir hayatı vaadlerin peşine uğraşa çevirmiş, ömründen koca bir gençliği vermişti.
– Kazandığına baktı, vaad edilene baktı.
– İtibarına saygınlığına ünvanına baktı, vaad edilene baktı.
– El üstünde tutulmasına değerliliğine ve önemli görüldüğü ayrıcalıklılığına baktı, vaad edilene baktı.
– Rahatlığına ve keyfine baktı, vaad edilene baktı.
Baktı ve gördü ki vaad edilenlerle elindekiler arasında fark vardı. Kandırılmış ve hakkını alamamış olmanın acısı o an feda ettiği yıllarına bulut oldu ve yağdı.
Bazı mesleklerde hedeflenen yere varmanın meşakatli, zor ve uzun sürecinde bir ömrün en güzel yıllarını feda etmek. Bir ömürden 10-20 yılı bir mesleğe tümüyle kurban etmek ve bunu vaadlerin ön ödemesinde yapmak. Tahsilat zamanı geldiğinde, alınan çeklerin bir kısmının karşılıksız çıkması onu üzdü.
Vaad edilenler için, ön görülen vaadleri gerçekleştirecekler o vaadleri verenlerle aynı kişiler değildi.
Belki vaadlerin peşinden gidenlerin kesinleşmiş inanç ve beklentileri haklı talepleriydi. Haklı olmak mağdur olmanın önündeki bir engel de değildi.
Diğer bir yandan da
Vaad edilenler için feda edilen yaşamlarda; Feda edilenin bedelini ödeyebilecek bir karşılık bulunmaz. Feda edilen, bir yaşamın en değerli en güzel zamanıdır ve feda etme eylemi – bedelini tahsil etme algısı, bu bakışın içinde doyumu ve mutluluğu tabiatı gereği uzun yıllar bulamaz.
Olay vaadlere ve feda edilenler döngüsünde bir yerlerde, kaybolanların varlığı ile sonuçlanır.