Utancın, utanılacaktan değil belki.
Utandırmaktan.
Senden utandıklarını düşündüklerinden ve onlardan devraldığın mirasından.
Bir türlü emin olamadığın kendinlesin.
Şüphelerin de mirasının bir parçası.
Yetmeyen onaylanma arzunla birlikte yaşamakta.
Köşeye atılmış değersiz eşyalarla bir aradasın.
Bencillerin, sevgi dilencilerinin mahallesi burası.
Grafitiler var duvarlarda, susmuşların dilinden konuşan.
İsyanlar var sokakta sevilmemiş çocukların bir araya gelmişinden.
Ve tüm masumiyetinle kirlisin.
Günahsızlıktan günaha boğulmuş, doğmuş olmaktan suçlu bulunmuş.
İstenmemek kadar yok, her şeye rağmen yaşıyor olmak kadar dik.
Dünle bugüne sebep, yarına duyulan öfkesin.
Yarın bırakılmış bir hesap kadar eksik kalmış.
Hiç yaşamamış kadar orada olmamış.
Yaşamış-yaşamış da aslında hiç doğmamış.