Tüm hayatını başkalarından utanarak geçirdi.
Kadınların kadınlığından,
erkeklerin erkekliğinden,
görüşlerin sahiplerinden,
başka topluluklardan,
başka düşüncelerden,
başka insanlardan,
kontrolünde olmayanlardan,
korkularından,
bağlılıklarından,
bağımlılıklarından,
dürtülerinden,
onlarla bağlantı kurduğu tüm diğerlerinden.
Tek utancı kendisiydi aslında. Hak edemediği kendisine duyduğu öfkeyle var olmayışının açısında yok etmek istedi doğal olan yaratılmışlıkları.
Kimsenin ve kendinin anlayamayacağı kadar düşmanıydı insanlığın ve insanlığın gerisinde kalmış kendisinin.
Gereksiz varlığında, gereksiz ve şuçlu gördüğü insanlığı yargıladı. Yargıladıklarından bile utanarak yaşadı.
Utançsınız, diye bağırdı.
Yaratılışının gereksiz utancını ağızından akan salyalarla bağırdığı kelimelerin ardına sakladı