Çizgilere sahibim. Eşiklerimde beklerim. Sınırlarım var, onlar hep geçilmemek için…
Öncesinde ne zaman o çizgiyi geçtiysem, ne zaman birisinin o çizgiyi geçmesine izin verdiysem üzüldüm.
Güvenmek için inanmak, inanmak için tekrara güvenmeye ihtiyacım var.
Benim rengim beyaz.
Beyaz çabuk kirlenir..
Dikkatli davranmamsa işte ondan.
————————————————————————
Hayat korkutucu gelebilir.
Özellikle kendimizi savunmasız hissediyorsak.
Hele ki bir de tehlikelerin varlığına odaklıyken.
Olası her tehdit korku kataloğumuzun sayfalarında a ‘dan z ‘ye sıralanmışsa.
Rengimiz beyaz, tırnaklarımız kısa…
Kırıldık öncesinde, yine ve de yine…
Kırgınlıklarımızdan dağ oldu.
Ürkütür tabi, kırılmanın acısını biz iyi biliriz.
Canın ne kadar çok acıdığını bir tek kırılan
bilir.
Bilirde bildiğinden ürker işte…
———————————————————————-
Sağlamcı bir kimlik veya geçmişten, atalarından gelen acıların sonucu.
Henüz hiç bir acı çekmemiş, kötüye şahit olmamışken DNA ‘an bilir ki
Hayat zor, hayat tehlikeli…
Dedenin dedesi ve onun da dedesi savaşlarda yitik.
Bilir benlik derinlerde…
O sınırı geçtiğinde, sınırdan geri gelemediğini. Onun bir daha geri dönmediğini.
Bilir, gidenlerin geriye dönemediğini…
Genetik olarak geçer bilgi, benlik bir şekilde bunu bilir işte…
Rahatım iyi, süprizler bana uzak, heyecan aramak maceralara atılmak, çamurlarda yuvarlanmak bana ters.
Ondan işte…
Sırf ondan, ben hala ondan beyazım.
Bilirim, beyaz çabuk kirlenir .