Ulaşılmaz olan şeylere, ulaşma sevdası.
Kişisel değerliliğin ölçüldüğü alanlardan birisi de bu.
“Ben en iyisini hak ediyorum” diyen kişiler için bu.
Bu onların, ayrıcalıklı hissetme aracı.
Öncüler, takipçiler ve sağlamcılar.
Bahsettiğimiz bu kişiler sağlamcılar gurubuna dahildir.
Öncüler;
Araştırmacı, sorgulayan, risk alabilen, karar alma becerisi yüksek, keşfetme heyecanını yaşayan, esnek, uyumlanabilir, kaynak ve imkanları daha kısıtlı kişilerdir.
En düşük maliyetlerde en yüksek faydaları elde etme becerisine sahiplerdir.
Takipçiler;
Bunlar sanıldığı kadar uyumlanabilir değildir. Ortalama bir esnekliğe sahiplerdir. Boyun eğici şemaları baskın. Kişisel referanslara önem veren bir gruptur. Birden fazla kaynaktan teyit ihtiyacı duyarlar. Toplumun en geniş kesimini oluştururlar. Kararsız ve dengesizdirler. Öncüler ile takipçilerin arasında sıkışmışlık yaşar ve seçimlerinde değişkenlik gösterirler. Ortalama aralıklarda standart kazanımlar ve kayıplar arasında gidip gelen bir guruptur.
Sağlamcılar;
Bunlar yüksek standartlar şemasına sahip, mükemmeliyetçi kişilerden oluşan, egoları yüksek, ekseriyetle belirli bir seviyeye gelmiş. Hayatlarına tutucu. Değişime kapalı, katılaşmış kişilikleri ile ön plandadırlar. Ortalama faydayı en yüksek bedel ve maliyetle elde ederler. Katılım şartları genelin %90 ‘ından fazlasının kesin kabulüne bağlıdır. Yine bile tam güven oluşturamazlar. Tek ölçüt ulaşılmaz olmaktır aslında. Zaten o durum da da ulaşamadıkları için, yine ortalama beklenen kazanımdan mahrum kalırlar.
Hizmetin popülaritesi ile o hizmetten sağlanan fayda, doğrusal orantılı değildir.