“
Kızarım tabi,
Üzülürüm,
Sinirlenirim de…
Senin hissetmen gerekeni ben hissetmediğin de,
O zaman ben yüklenirim senin adına sende eksik kalanı.
“
Açığa çıkması gereken bir duygu varsa ve açığa çıkamıyorsa,
Duygunun sahibi olan kişi o duyguyu alevlendirmiyorsa,
“Akacak kan damarda durmaz” misali,
o duyguyu bir başkası onun adına üstlenip,
onun adına yaşamaya başlar.
Sahibinin taşıyamayacağı miktara gelmiş olan,
Varlığına yaptığı duygusal basınç kaldırılamaz miktarlara ulaşmış olduğunda;
Baş edilme limitlerini aşan bu duyguların bir başkasına transfer edilerek,
bir başkasına taşıtılması işlemine sıklıkla rastlarız.
Kimi insanlar taşıyamadıkları kaygılarını,
Kimileri taşıyamadıkları şüphelerini,
Kimileri acılarını ve üzüntülerini, mutsuzluklarını, öfkelerini , hüzün ve beklentilerini bir başkasına transfer ederek onlara taşıtır ve onlar üzerinden bu duygularını kendileri için güven sağlayan bu temas biçimiyle tüketmeye çalışırlar.
Başlarda adına yüklenenler neyi ve neden yüklendiklerini fark etmeden, iyi niyetle veya görev bilincinde ve bilinçsizce yüklenirler. Sonraları nedenlerini bilmeksizin bu tür insanlardan uzak kalmaya çalışır ve korumak isterler.
Taşıtanlar ve adına taşıyanlara ait bu bilgiden sonra,
Sizler bu ilişki modellerinden birinin tarafı olduğunuz durumlarda kalıyor musunuz? Sorusuna bir başka gözle bakmanızı isteyeceğim.
Siz bunu yapıyor musunuz
veya
Size bu yapılıyor mu?