Kendinden Uzakta

Bedeninde değilsindir. Ayakların yere basmıyormuş gibi hisseder bilincin. Sen, sen değilmişsin ve kendini yukarıdan izlemektesindir gibidir. Hiç bir şey kontrolünde değildir. Buzlu camların sis bulutlarının arasından gözükür ve kaybolur gibidir her şey. Tam bir kontrolsüzlük ve tepkilenme sorunu hakimdir hayatına. Ya çok fazla kaygı ve korku, ya da hiç bir şeyi hissedemezsin. İkisi de birbirinden…

Utandırılmak

Utancın, utanılacaktan değil belki. Utandırmaktan. Senden utandıklarını düşündüklerinden ve onlardan devraldığın mirasından. Bir türlü emin olamadığın kendinlesin. Şüphelerin de mirasının bir parçası. Yetmeyen onaylanma arzunla birlikte yaşamakta. Köşeye atılmış değersiz eşyalarla bir aradasın. Bencillerin, sevgi dilencilerinin mahallesi burası. Grafitiler var duvarlarda, susmuşların dilinden konuşan. İsyanlar var sokakta sevilmemiş çocukların bir araya gelmişinden. Ve tüm masumiyetinle…

Kumsaldaki Bir Tekne

Yüzmek için yapılmış bir tekne kadar, olmak için doğrulduğun hayatın olur. Kıyısında durduğun her gün çürürsün. Senin olman gereken yerde, olmayı senin kadar hak etmeyenlerin olduğunu görürsün. Sanma ki senin hakkın onlardan fazla. Sen kıyısında dururken olman gerekenin ve onlar olmak için hakkını vermeye aday olmuşken. Sen eksik yaşanmış ömrünle ölürsün. Kendini ve amacını gerçekleştirmemek……

İki Yabancı

O da neyin nesi, lastiğim patlamış. – Hay bin kunduz aşkına, diyorum ve ver elini bir lastik tamircisine. – Abi, bunların ömrü tamam. Gel değiştirelim şunları, diyor usta ve başlıyor işe. Çaylar, kahveler, sohbetler aramızda, oradayız esnafım ve ben. Keyifliyim yani. Ben ihtiyacımı görüyorum, esnaf çalışıyor kazanıyor. Bir araba yanaşıyor bir zaman sonra. İki ihtiyar…

Çözümsüzlük ve Kronik Açmazlar

Cesareti olmayan adımlarının yüzünden kendinde olmadığına inandığını bulmaktan korkarak yürüyor. Yürüyüşlerin amacı varmamakta. Çırpınışların nedeni çözmemekte. Yapılan her şey, elinden bir şey gelmeyeceğini ispatlamak adına yapılmakta. Olmaz işler, olmaz çözümler, beceriksizce kovalandı. İnsan varlığının anlamını acısında aramaya devam etti. Yaşıyor ve mücadele ediyor hissedebilme adına kendine acı çektirdi. Çoğu anlamsızdı. Çoğu da gereksiz. Kalanları sebepli…

Yaralanmış İlişkiler

Yaralanmış ilişkilerin, yara almış insanları oldu. İlişkileri can kaybetti İnsanları, kan kaybetti. Kesiklerinden sızan sevgileri Kalplerini kuru bıraktı. Çorak topraklar kadar kuru. Yıkık binalar gibi harabe. Ve kaybetmişler kadar kızgın bitti. Yeniden başlamak, yeniden dirilmek kadar zordu. Ölmek kadar zor Ve hatta daha da zor, Doğmak kadar zor… Yağmuru bekledi. Karı bekledi. Kızgın sıcağı bekledi.…

HAYVAN

Sabahları erken kalkmayı sevdiğimi bilirsiniz. Sabahlar sadedir, yalındır, sakindir. Balkona çıkar ve çevremi gözlerim. Bir bayan her sabah 6:30-7:00 arasında elindeki torbayla geçer sokaktan. Tanımam , hiç konuşmadım kendisiyle…. Elindeki torba dolu gelir, boş gider. Bir gün kuru mama doludur. Sokak hayvanları yesin diye üşenmeden her bir hayvan kavga etmeden yiyebilsin diye öbek-öbek ayırarak ayrı…

AYRILIK, AYRILDIK, AYRILMIŞLIK

Yürümeyen ilişkisindeki, terkedilişini hazmedememişti de… Uykuları bölünmüş, günleri zehirlenmişti. Mutsuzlaşan kalbine, ayrılığın acısı çöreklenmişti de… Kabullenememiş, anlamsız olsa da vaz geçmeyi bir türlü başaramamıştı. Uzaklaşmak için çabaladığı her gayreti, biraz daha hatırlar kılmıştı onu. Hasret duymuş, kalbinin acısını etinde hissetmişti. Öfkesinden delirdiğinde bile dönmeyeceğini bilindiğinden ya da kendi istese bile dönemeyeceğine emin olduğundan… , onun…

KADERDEN KAÇILMAZ

Kaderden kaçılmaz, derler…. Kaderimse çekerim, derler… Çok seyler söyler insanlar…. Kaçılamayacak şekilde üstüne gelir, hayatın bir yerinde ve bir zamanında yaşanılması gerekenleri. Çözmen gerekeni, Aşman gerekeni, yaşaman gerekeni, tecrübe etmen ve deneyimlemen gerekeni, kaderini, üstünden gelmeni, kendini denemeni, öğrenmeni, anlamanı doyum sağlamanı, ders almanı, Kaderini yaşamanı, kendini toplamanı, sıranı savmanı, gelecekte bir başkasına yön verebilmeni,…