Ben Öğretemem
Sevgi, aileden miras alınan servettir. Bıraktığınız servetiniz yaşlılığınızda size de yeter, evlatlarınıza da. Tabi bir servet bıraktıysanız geride.
Sevgi, aileden miras alınan servettir. Bıraktığınız servetiniz yaşlılığınızda size de yeter, evlatlarınıza da. Tabi bir servet bıraktıysanız geride.
Sevmesini bilen insan, nefretini uzun soluklu sürdüremez. Nefretinden kurtulamayan insan da sevgiyi doğru şekilde sahiplenemez. Bu ikisi aynı kişide, birlikte hayatta kalmayan iki başka duygudur. Sevgi ve nefret. Biri her daim diğerine galip gelir. Ve kaybeden terk eder o kişiyi.
En nafile çaba, Mutlu etmeye çalışmak… Yaranmaya çalışmak… İnandırmaya çalışmak… Gözüne girmeye uğraşmak… Sevmesini sağlamak… Güvenmesini sağlamak… Anlatmaya uğraşmak… Asıl mesele, diğerinden bağımsız kendi kendine çırpınmak.
Kendinin olmayan çiçekleri sevmedi. Kendinin olmayan ağaçları sevmedi. kendinin olmayan hayvanları sevmedi. Kendinin olmayan çocukları sevmedi. Kendinin olmayan kadınları , adamları sevmedi. Sevmedi insanları. Sahip olamayacaklarının hepsinden birden nefret etti. Sahip olduklarına baktı… Çiçeklerine, hayvanlarına, çocuklarına, eşlerine, dostlarına. Onları ne kadar sevebilirdi. Sevmesini yarım yamalak bilen, üstelik duygusunda arızalı bir insan sahip olduklarını ne kadar…
Ey Sevgili, diye başlayan sözler. Kuranın, aslında kendisi için söylediği cümleler… Sözlerin sahibi Sevgilinin yüzünde kendini izlerler, Sevgilinin kalbinde kendini dinler, Sevgilinin nezdin de kendisini sever. Sevmek, kendinden başlayan bir eylemdir. Ancak kendisini seven, sevmesini bilendir.