Gereği
Her şeyi bir insan bilemez. Ama her bir şeyi bilen, bir insan mutlaka mevcuttur. Yardım istemek yetersizlik göstergesi değildir.
Her şeyi bir insan bilemez. Ama her bir şeyi bilen, bir insan mutlaka mevcuttur. Yardım istemek yetersizlik göstergesi değildir.
Küçümsemektir hatamız. Küçük adımlarımızın büyük değişimlere varacağına inanmayız. Gözümüzde büyüttüğümüz uzak hedeflerin küçük bir adımla olabileceği fikri bizi rahatsız eder. Bunu kabul etmemiz demek, bu güne değin yapamadıklarımızla hesaplaşmak zorunda olmaktır bir yerde. Kaybettiğimiz zamanımızla, fırsatlarımızla, geçmişimizle ve gençliğimizle yüzleşmemek için, o bir adımı – o ilk adımı atmaya diretiriz.
İyi günde ve kötü günde. Hastalıkta ve sağlıkta… Birlikte ve beraber, kolkola hayata göğüs germektir. Zor zamanlar sınar sevdaları. Her sevda sınanmak ister, Sınavı herkes kazanmak ister. Bazıları sınavsız müdür koltuğuna yerleşmek ister. Herkes o koltuğa hak edenin oturmasını bekler.
Herkes suçluyu, düşmanı ve nedeni dışarıda arıyor. Kendi başı çekmişken, en büyük düşmanlığı kendi kendine defalarca etmişken hemde. “Kendini sev “kültü var ya hani. Künt anlaşılıyor belki de… Kendini sevmek kendini güçlendirecek, mutlu edecek, geliştirecek eylemlemlerden geçer. Sorumluluğumuzu almakta kendini sevmenin bir parçasıdır, Okumakta, Çalışmakta, Farkındalık yüklenmekte, Bedel ödemekte, Karar almakta … Özü kendimize bir…
Neden acı çektiğini bilmeyen bir insanla, acılarından ders almayan insan aynı insan mıdır? Aynı anda değil ama sonrasında ve öncesinde birbirinin devamıdır. Çekilen acılar boşa çekilmez. Onu boşa çıkartan bizizdir. Unutarak, Görmeyerek, Kaçarak, Ders almayarak, Tekrar ve tekrar aynı hataları yapmaya devam ederek.
Kara sevdalar neden karadır bilir misin? Karanlıkta kalmıştır umutlar. Hayallerin üstüne gölge düşmüştür. Gecenin beşi kadar sakindir her şey. Bir tek sevdan ayaktadır ama onu da duyan kimse yoktur.
Ve katılaşmış dünya insanı, bunlardan nefret eder. Zarafeti, basitlik. İnceliği, zayıflık. Sevgiyi, saflık. Neşeyi, kontrolsüzlük zanneder. En çok ihtiyaç duyduklarını düşünmeden yok eder, tıpkı doğa gibi. Olduğu gibi kabul edememek insanın cehennemlerinden birisidir. Kendi gerçekliği ve doğruluğuna hadsizce bağlıdır insan. Bu bağlılığı onu diğer canlıların varlığından üstün sanmasına ve onları kendi olduğuna dönüştürmeye çalışmasıyla sonuçlanır.…
Üç hikayeden biridir tüm hikayeler. Sorarsan her birine “benim aşkım gerçek aşktı” der.
Olanlar ve olacak olanlar elimizde olmayabilir. Ama ne olacağımız ve nerede duracağımız bizim elimizdedir. Belki bir dalgakıran oluruz, belki de bir kum tanesi.
Hani ertelediğimiz ve kendimizi hazır hissetmediğimiz hamleleri yapmayız ya. Bir tereddütün sıkılmış parmaklarının arasından çıkmayı başarana kadar fırsat anları kaçar ya. Tüh.. deyiveririz. TÜH…