İki uyumlu keçi bir köprüde karşılaşmış. Köprü bu, tek kişi geçecek genişlikte. Bir demiş ki öbürüne, “sen geç” Öbürü demiş ki berikine, “sen geç” İlk söze başlayan altta kalır mı ? “Sen geçmezsen atarım kendimi “diyerek atılmış geriye. Bunu duyan öbürü daha uyumlu olduğunu kanıtlamak istemiş, hemen bir hamle yapmış. Ondan önce davranmış ve kendini…
Yanılgı, Algılananla durum arasındaki fark. Bilememek yani. ?Resmin sol yarısındaki canavarlaşan ve kardeşine vahşice saldıran yavru kedi. ?Sağdaki resimde kardeşinin boynuna sarılmış ona sevgi gösteren kedi. İkisi de aynı aralıktaki iki kare. Tek fark birincisinde esniyor sarmanımız. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz, algıladıklarımız ve anladıklarımız… Hem birbirimizden farklı Hem olandan farklı olabilir. Koşullar değiştiğinde zaman değiştiğinde bir algımızın…
Dediğim dedik ile salıncakta ki çocuk aynı şeyi yaparlar. Ne kadar çok hareket ederlerse etsinler, Her ikisi de sonuçta eylemlerini başladıkları yerde tamamlarlar.
Ayağındaki ağırlık. İnat, Eksikli hislerinden çevrene yansıttığın çatışma. İnat, Birilerinin beslediği ve taşıman için sırtına yüklediği. İnat, İspatının savaşı. İnat, Uğruna kaybettiklerinin sebebi. İnat, Uğruna bedel ödediğin. İnat, İnatçılığının gerçeği. işte o da inat. İnadına kurban ettiklerinin altında bu inadın sebepleri mevcut, Bunların farkına varmak için, En iyisi mi, İnadına çabalayalım.
Havai fişekler nasıl yaparlar biliyoruz. Önce barutu sıkışkırırlar, sıkıştırılar. Sonra dar bir hazneye koyarlar. Sonra sıkışmış barutun haznesi kapalı bir hale getiriler. Sonra bir ucundan fitil için küçük bir delik açarlar. Bir an, bir zaman bir gün biri fitile bir kibrit çakar. İşte o an havai fişek ya deliler gibi uçar ya da olduğu yerde…