Tutamaz İçinde
Kendi içimizdeki öfke, her zaman hak edenlere yönelmez. Bazen de masum kurbanlardan hınç alır.
Kendi içimizdeki öfke, her zaman hak edenlere yönelmez. Bazen de masum kurbanlardan hınç alır.
Çok haklı olmak, ama çok çok fazla haklı olmak. En büyük gücü elinde bulundurmak. Aynı zamanda en büyük kaybedişi de elinde bulundurmak. Haksızların mevcut olması etrafta. Ama sende sonsuz haklı olma duygusu bulunması. Haklı – Haksız. Kazanan – Kaybeden. Doğru – Yanlış. Anlamsız ego oyunları hepsi.
Eskilerin bir geyiği vardı. ” Her şeyi devletten beklemeyeceksin” diye. Herkes gücünün yettiği, elinin vardığı, becerebildiğince katılırdı hayata. Kendine yapardı, kendinden fazlasına ve mümkünse çevresine faydayı amaçlardı. Şimdi istemeyi, el açmayı en normal sorumlulukları bile devretmeyi öğrendi. Hadsiz ve karşılıksız değerliliğine saplandı insanlık. Hadsiz ve karşılıksız.
Küçük insanların, büyük hayallerinden korkarım. Çünkü onlar çok yıkıcı olurlar. Sindirmediklerinden mi, yetirince hak etmediklerinden mi, niyetlerinden mi bilinmez hayalleri için her şeyi yapmaktan çekinmezler. Bu iyi olanı bile kirli hale getirir. Doğrular dahi yanlış olur.
Bak ben neredeyim? Nasılda zayıfladım, Ne kadar da şıkım, Ah, ben ne mutluyum, Ne kadar fitim, Ne kadar sosyalim, Ne çok geziyorum, görmediğim yer kalmadı, Nasılda güzel bir aileye sahibim, Ne zengin bir hayat sürüyorum… … ‘lardan yapılmış dostlarınız varsa hiç durmayın hemen kendinizi sunulanla kıyaslayınız. Sunulan kişinin kendisini avantajlı gördüğü baskın varoluş şekli iken,…
İhanet etmediklerine, kendini affettirmek. Yalan söylemediklerine, kendini ispat etmek. Haksız elde etmediklerin için, yalakalanmak. Yapmadığın hatalar için, özür dilemek. Olmayan pişmanlıklarını, affettirmek. Zorunda kalmazsın. Yeter ki sen, Doğru ol. Dosdoğru ol.
Neden kızgınım ve neden çatışıyorum insanlarla, diyerek sormalıyım kendime. Öfkelerimin sebeplerinden haberdar olmalıyım. Şimdisini bilmeliyim, öncesinden haberdar olmalıyım. Hiç bir duygu şu anla başlayıp bitmez bilirim. Önceden böyle hissetmeme neden olan anlarımdan haberdar olmalıyım bu yüzden. Tepkim, çözümüm olmalı. Tepkim, yeni sorunların nedeni olmamalı. Savunmak bahanem, saldırmak gerçeğim olmamalı bir diğer yandan. Tepkisel olmamalıyım, öyle…
Bir garip dünya, Bir dünya gariplik, Bir garibin dünyası bu dünya. Saçmalıkların mantığa büründüğü bir dünya burası. Yerli yerinde değil hiç kimse. Olması gerektiği gibi değil hiç bir şey. Doğrular izafi, Yanlışlar garanti dünyası bu dünya. Bilinen söylenene esir. Söyleyenler kendinde esir. Haksızlıklar dünyası bu dünya. ???? Haklılıklar ve doğruluklar döndürmez dünyayı. Dünya döner, onlar…
Hak eder yaşadıklarından bazılarını. Bazılarını da hak etmez. Sonra, Hak etmedikleriyle savunur kendini. Haklılığını, mağduriyetini. Dünyanın merkezi olmak duygusunun etrafına kurar dünyasını. Sanki tüm dünya, tüm yaratılış,… Her şey onunla alakalıymış gibi. Bir hiç olmak ağır gelir ona. Benliği öyle açtır ki bir şey olmaya. Bir şey olmamaya dayanamaz. O yüzden öfkesiyle yaşamak zorundadır devamında.…
Müstehak sana… Sen ki akıllanmadın. Sen ki ders almadın. Sen ki ne yapıyorum ben diyerek bir kez olsun sormadın. Hak mı bana… Revamı bu insana… Ben ki bunları hak etmedim. Ben ki bir sebep vermedim. Ben ki sadece doğru olduğuna inandıklarımı yaptım. Hak mı, müstehak mı ? Reva mı, yoksa bu mu benim layığım? ******************…