Sen Sev Evladını
Sevgiye doymamış, sevilmeye doyurulmamış çocukların açlığındaki bir dünyaya merhaba de. Bu sabah yine o dünyaya uyandın. Yarın yine o dünyaya uyanacaksın. Sen sev evladını. Öyle bir sev ki, o bir başka dünyaya uyansın.
Sevgiye doymamış, sevilmeye doyurulmamış çocukların açlığındaki bir dünyaya merhaba de. Bu sabah yine o dünyaya uyandın. Yarın yine o dünyaya uyanacaksın. Sen sev evladını. Öyle bir sev ki, o bir başka dünyaya uyansın.
Hani bazı kitaplar, seni senden alırda götürür ya. Seyyah olursun onlarla. Kahraman olursun, İyi bir aşık, Bilgili bir insan, Bir filozof, Sırları aralayan komiser olursun. Okur okur bir dünya insan olursun. Yeterince okursan, belki çevrene faydalı bir adam olursun.😁
Cesur… Kahraman , korkusuz, atak, korumacı, bağlı, gözü kara, gözünü budaktan sakınmayan, hiç bir şekilde yılmayan, doğrunun yanında, adil, güçlü, öfkeli, adrenalinle köpürmüş, hedefine kitlenmiş, atak, hızlı … anlamındaki Cesur’a seslendi sahibi simiyle. “Cesur gel oğlum buraya..” Kuyruğunu sallaya sallaya, dili bir karış dışarıda, kıçını ata ata geldi Cesur. Hemen sahibinin yanına uzandı, sırt üstü…
Bana ne, Yok sen neymişsin Ve sen ne yaşamışsın, Kime ne üstelik. Kim ne yapsın sende olanı. Kim ne yapsın sana olanı. Neymiş miş, kimmiş miş, Sanma ki yaptıkların önemliymiş miş. Her insan için aslında bir kendi önemli. Şunu iyi bil ki, o da senden önemli. Dünyaların merkezi her dünyanın kendi çekirdeğidir. Kendi dünyası olmayanın…
Dünyası başka, Rüyası başka, Dönüp gündüze geldiğinde gerçeği bunlardan bambaşka. İkili bir dünya ve İki gerçeklik onunki, İki rüya ve iki dünya aynı anda elindeki.
Bin parçaya bölseler, Bin köşeye dikseler beni. Büyüsem bir ağaç gibi. Binlerce benden, binlerce ben daha bölseler, Binlerce köşeye dikseler beni. Ben olsam , bir tek ben. Kaplasam yeryüzünü. Ve değiştirsem adını dünyanın. – Ben – koysam. ********** Benlik duygusunun aşırı yok etme potansiyeline değinmek istedim. Affınıza sığınarak, aşırı bir anlatımda. Benlik önemli ve gerekli.…
Sabitlenmiş kazıkların arasından geçen ipler şehirin her yerini bir ağ gibi sarmaktaydı. Bazı ana alterlerde birden fazlası birleşip, halat görünü veriyordu. Zeminlerine büyük mıknatıslar yerleştirilmiş araçlar, yere tutunmak için metal zeminleri takip ederek ilerlerken yaya halatlarının arasından kıvrılarak geçip gidiyordu. Arada bir boşluğa savurulan çiçek saksılarından ve ev hayvanlarından beklenmedik yaralanmalar da olmuyordu değil hani.…
Kadının dünyası farklı, Erkeğin dünyası farklı, İki farklı yerden bakan iki farklı tür diğerini görüyor ve kendisini biliyor. Diğerini bilmiyor kendisini de görmüyor. Sonuç ne? Anlamama, anlaşılmama. İletişimdeki aksaklıklar. Tamamlayamama. Yıpratıp yorma. Empatik olmakla, ilişkilendirilen durumların pek çoğunda bilmediğine ve hissedemediğine empatik olması beklenen iki farklı dünya birbirine “beni anla” diye sesleniyor. Kimse daha kendini…
( Kimine göre… )-( Kimine göre Egolu)-( Kimine göre her yazının yazılmasında olduğu gibi bu da okunmamalı)-( Çok küçük bir azınlıksa yazanlara katılmalı) Kimsenin göremediğini görebilir olduğunda geçerli olacak rehberlik fonksiyonun. Kimse göremediğinde geçersiz olacak rehberlik fonksiyonun. Kim ve kimse, sen ve ben. Rehber ve yolcu. Yol ve sen. Bir eksik bir fazla, hepsi tam…