Koca Kumsal
Koca kumsal ve çapayla bağlı iki tekne. Sanki yer yok gibi, Yanyana ve birlikte batırıyorlar güneşi. Ne kadar büyük bir hayatımız da olsa, bir o kadar paylaşacak birini ararız yanımızda.
Koca kumsal ve çapayla bağlı iki tekne. Sanki yer yok gibi, Yanyana ve birlikte batırıyorlar güneşi. Ne kadar büyük bir hayatımız da olsa, bir o kadar paylaşacak birini ararız yanımızda.
Büyük sözlerin küçük insanıyım. Belki de, tam tersi… Küçük sözlerin büyük insanı. Sözsüz iletişimin eşsiz uzamanı bile, ben olabilirim. Kelimelerin oynayanı ve o oyunların kahramanı, Lafla peynir gemisini yürüten ve gemisindeki havanda, kelimeleri havanda döven. Boş boş konuşan, Boşa konuşan, Boş olana konuşan, üçü ve üçünden birisi de olabilirim. Anlaşılan ben her şey ve herkes…
Hayatlar kimlik algılarının üzerinde inşaa edilir. Kimlik bulduklarının üzerine taşlar dizilir. Kim olduklarının üzerine değil, buna çok dikkat edin. Kimlik bulduklarının üzerine. İşte bu yüzden anlamsızdır pek çoğu.
Bu dünya öyle gariptir ki, Kimisine yalan söylüyor diye kızanlar, kimisine de doğruyu söylediği için kızarlar.
Gün başladıktan sonra iyi olmak zorundaydı. İyi gözükmek, anlayışlı olmak, tahammül edebilmek, erdemli davranmak… Özveri günün özeti, kabul de hikayesi… ve günlerin sonunda, kendi olmak için ona kalan zamanı olacaktı. Bu tükenişti işte. Kendin olmadığı – kendin gibi olmadığı tam gün, tüm gün kendinden kaybettiği gündü… Olay, gün içinde kendi gibi olmamak değildi. Olay, hayatın…
Zayıflıklarım için beni suçlarsan, Zayıflıkların için seni suçlarım. Hatalarım için beni suçlarsan, Hataların için seni suçlarım. Yaptıklarım için beni suçlarsan, Yapmadıkların için seni suçlarım. İllede bir suçlu ararsak eğer… Bizi suçlarım.
İnkar… Böylesi derin bir kokuyu inkar etmek, hele ki yaşamamışçasına… Ve yaşanmamış olanla… Bilinen her şeyi samimiyetsiz ve yalan hale getirir. Tüm günahsızlık, günahı olur insanın. Tüm doğrular, yalanı. Tüm yaşamıysa, kocaman bir kayıp haline gelir. Vazgeçtiğini bilmeden ondan ayrılanın anlamı olmaz. Samimi değildir ölümü tıpkı yaşamı gibi. Samimi değildir tıpkı ….
Şahitle, yalancının oyunu ilginçtir. Yalan, yaratılışından kaypaktır. Sahibi onu sahiplenmez. Sahipsizlik de ona uymaz. Oyun da budur aslında. Yalanı sahiplendirmek. Hiç işittiniz mi? -Ayşe senin için bunu-bunu, dedi. – Müdürümüz Hüseyin bey senin çalışmadığını düşünüyor. – Danışmanım sorunun sende olduğunu söylüyor. – Herkes bana sen ondan iyisine layıksın diyor ama ben dinlemiyorum. Gelelim tilkinin kuyruğunun…
Sen kral, Ben kral, Sorarsan hepimiz arslan kral. 😀😀😀😀 Gamsız hayat bir masal. Hani kırk gün kırk gece eylemişler, bir ömür mutlu yaşamışlar türünden. Dünyanın yaratılışı bizi mutlu kılmak adına değil malesef. İyi ve kötü ile gelişime zorlamak. Vaatler arasında buraya vadedilen yok. Durumlar karşısında yaptıkların ve oldukların var. Mesele sensin ve benim. Mesele etki…
Bahaneler, bahaneler… Arkasına saklanacak daha yaratıcı şeyler lazım artık. Bahaneler çoktan eskidi.