Zihin Naıl Esner?

Önyargısız olmak öğrenmeyi ve tanımayı kolaylaştıran esnek düşünebilme yeteneğidir. Olumlu ya da olumsuz olsun, önyargılarımız bizi zorlar. Bunun sebebi bir kez yerleşmiş ve öğrenilmiş algıların sabitlenmesi ve kendine kalıcı yer yapmasıdır. İnsan bildiğinden başka bir şeyi kolaylıkla öğrenmez. Sorun bilmek değil önyargılarla katılaşan kimliğin sabitlenmesidir. Esnek bir zihinde bilgi sadece açlık doğurur. Eksik olanın farkına…

Doldurmuş

Bileğlenmiş kendi kendine… Birisi doldurmuş ya da kendine tekrar ederken dolmuş. Gerilmiş gerim-gerim. Kızmış homur-homur. Yargılamış ve çoktan suçlu bulmuş içinde. Önyargı tutanakları tutulmuş, kalemler kırılmış. Kararlar çoktan alınmış. Açıklamak için suçlu beklenmekte.

Bahaneler

Sürekli bahaneler uydurmakla suçladığımız bir insan. Sürekli suçladığımız ve bahane üretmek zorunda bıraktığımız insandır. Kontrolcü kimlikler ya da mükemmeliyetçi kişilerin kendileri için belirledikleri düşük tolerans seviyesi çevresindeki aynı kişilik yapısında olmayan kişiler içinde aynı standartlarda işlem görür. Bunun devamı aslında oldukça belirgindir. Memnuniyetsizlik, Eleştiri, Suçlama, Yargılama, Onaylardaki pintilik, …

Yorgun

Hani bazen öyle bir yorgun hissedersin ki, boş mezar bulsan girip uzanacaksındır. Kasların ve kemiklerin bile acımaz, acımaya mecali olmaz. Gözlerin sabahı bildiğinden açılır da için, için-için uyumaya devam eder. İstemezsin kimseyi, istemezsin görmeyi. Kimseyi istersin de, kimse senden bir şey istemesin istersin. Unutursun yemeyi, hatırlarsın sonra da boğazın düğüm-düğüm geçmez lokmalar. Önce gündüz bitsin…

Yarım Bıraktıkların

Yarım bıraktıklarımızın ağırlığı omzumuzda yaşarız. Neden peki yarım bırakırız? Neden olmasın, bizi geçmişe, bizi hayata, bizi insanlara bağlayan, yarım kalmışlıklarımız değil mi? O yarım kalmışlıklar tutmuyor mu bizi. Ölümden bile onlarla korunmuyor muyuz. Yarım bırakıp gitmemek için hayata onlarla tutunmuyor muyuz? “Çocuklar kendini kurtarmadan, ölemem bile” demiyor muyuz? Doğru soru; Kopamamak mı, kopmamak için kendimizi…

Utanç Boğulmaktadır

Günün birinde, bir denizin içinde “Utanç” boğulmaktadır. “Vicdan” atılır ve onu kurtarmak ister. Ama tüm çabası nafile… Kızar kendine “Vicdan” bu, bütün işi kendiyle. Bir kez daha buna izin vermeyeceksin ve kendini affedene kadar “Suçlu” ismiyle dolaşacaksın der. Artık o “Suçlu” ’dur. Suçluluk ona yapışmış kalmıştır. Gel zaman git zaman “Rastlantı” ‘yla karşılaşır bir gün.…

Onunla ve Onsuz

Onunla ve onsuz olmamasının nedenini arıyorsun belki. Ve bulamıyorsun doğal olarak. Çok da anormal değil bu sonuç. Sonuç nedenini aradığın yer ile ilgili. Şöyle ki; • Belki kişide arıyorsun… İyi ve kötü yanlarını ortaya koyup. Sonra hoşuna giden ve gitmeyenleri sıralıyorsun. Ama durum değişmiyor. Artılar eksileri kapatmıyor. Eksiler artıları yok etmiyor. • Belki olaylarda arıyorsun……