Mutlu Yetişkin
Altyapı dediğimiz şeylerin üstüne çıkarız yüksek binaları. Sağlam temeller taşır ağır yapıları. Ve gelecek bu gün yapılır. Yarınının mutlu insanları, bu gününün mutlu genç ve çocukları.
Altyapı dediğimiz şeylerin üstüne çıkarız yüksek binaları. Sağlam temeller taşır ağır yapıları. Ve gelecek bu gün yapılır. Yarınının mutlu insanları, bu gününün mutlu genç ve çocukları.
Sevgiye doymamış, sevilmeye doyurulmamış çocukların açlığındaki bir dünyaya merhaba de. Bu sabah yine o dünyaya uyandın. Yarın yine o dünyaya uyanacaksın. Sen sev evladını. Öyle bir sev ki, o bir başka dünyaya uyansın.
Çocuk bir görev değildir. Mecburiyet de değildir. Çocuk sevgi işidir. Sabır, özveri, adanmışlık, emek gerektirir. Anne ve baba olma ehliyeti için sınavdan elli almak diye bir şey de yoktur. Sıfırda alsanız yaparlar insanı. Ama bir de trafiğe çıkında bir bakın sonrasında.
Saçlarını kırmızıya boyamak için bekledi. Büyümeyi bekledi. Makyaj yapmak için, Saçlarını savurmak için, Özgür olmak için bekledi. Bir gün büyüyecek ve bir birey olacak, her insan kadar o da özgür olacaktı. Tüm yasaklarından, tüm baskılarından, tüm çocuk engellerinde kurtulacaktı. Bekledi. Beyaz gelecek kostümünden telli duvağını aralayıp kızıl saçlarıyla selamlayacağı özgürlüğünü bekledi. … Kız olsun, erkek…
Geçmişe tarih yazan kıymetli atamız. Geleceğin tarihini yazmaları için bayrağını Türk gençliğine ve çocuklarımıza devretti. Emanete hıyanet olmaz. Umuda gem vurulmaz. Güveni haksız ve nedensiz de olamaz. Yüz yılın ötesini görebilen bir insandan bahsediyoruz. İnandığı ve güvendiği milletinin evlatlarına vasiyetini kutluyoruz. Bayramımız kutlu olsun.
Anne ve babalar dikkat ! İçinizdeki her korkuyu, her kaygıyı, çözemediğiniz her meseleyi, her çatışma ve düşünceyi ister istemez çocuğunuza aktarırsınız. Çocuklar açık benliklerdir. Bu onların melake olmalarından ve duvarsız oluşlarından kaynaklanır. Sadece gördüklerini, işittiklerini, yaşadıklarını kaydetmezler. Algıladıklarını da kaydederler. Anne ve çocuk arasında özellikle açık telepatik bir bilinç işler. Bilinçaltları duvarsız ve engelsiz almaya…
Oturdum çocukluğuma ağladım. Yağmurun altında ağladım, ağladığım anlaşılmasın diye duşa girdim ağladım. Bitişine ağladım. Bitmişine ağladım. Geçti gitti, geride kalışına ağladım. Bir çocuk gibi ağladım. Yad ettin eski günleri.
Neden kanatların yok anne, dedi çocuk. Anne yanıtladı. – Çıkarttım onları. ????????? Kanatlarıyla güvende olmayan melekler dünyada yaşayabilmek için gizlendiler. Çünkü insanlar meleklere de acımıyor. ?????? Kadınlar gününe beş kala. Tüm annelere kanatlarını geri vermeyi teklif ediyorum.
” Karşılığını fazlasıyla alacaksın” denmişti. ” Boşuna değil, tüm verdiğin uğraş ve eziyet. Sonunda rahat edeceksin “, ” Bunu yapabilecek kişiler zeki, çalışkan, akıllı ve özel olmak zorunda. Sen de bu niteliklere sahipsin ” ” Kızlar/ oğlanlar peşinde koşacak, herkes senin yerinde olmak isteyecek ” ” Maddi sıkıntın olmayacak, şimdi yorulup ilerde rahat edeceksin” ”…
Herkesin bir rolü vardı bir zamanlar. Sonra tüm roller toplandı insanlardan. Sonra tekrar rasgele dağıtıldı geriye. Bir baktı rol verilen. Ona verilmiş olan, atanmış olan ona ters. Rol ona uysa o role uyumsuz. Ne yapsın arık öyle uygun görülmüş, buna mecbur kılınmış. Yapacak bir şey yok. O da olduğu kadar rolüne soyunmuş. Birde bakmışız ortada…