Uygun Koşullar
Hani ertelediğimiz ve kendimizi hazır hissetmediğimiz hamleleri yapmayız ya. Bir tereddütün sıkılmış parmaklarının arasından çıkmayı başarana kadar fırsat anları kaçar ya. Tüh.. deyiveririz. TÜH…
Hani ertelediğimiz ve kendimizi hazır hissetmediğimiz hamleleri yapmayız ya. Bir tereddütün sıkılmış parmaklarının arasından çıkmayı başarana kadar fırsat anları kaçar ya. Tüh.. deyiveririz. TÜH…
– Bekle bekle ağaç olduk sonunda. Neden bekletirler? Neden istikrarlı geç kalma eyleminde ısrarcı olurlar? ✳️anlayış ilgi ve hatalarıyla kabul beklerler. ( çocukken tamamlanmış olması gereken bir ihtiyacın ertelenmiş yüzü olarak) ✳️dikkat ve ilgi çekmek isterler( ergenlikten kalma bir ihtiyacın gecikmiş yüzü olarak) ✳️hep içlerinde yaşadıklarından, orada takılmış olduklarından atlarlar zaman mekan ve insanları. ✳️alışkanlık…
Karanlık, sık bir ormanın kıyısında. Karanlıktan fırlayacak canavarları bekler. Arkasında nelerin olduğunu bilmediği gölgeleri izler tedirgin şekilde. İki adet patlayan gözü arar derinlerde. Görse kaçacak belki, ya da onunla savaşacaktır ama parlamaz kırmızı gözler. Yaklaşsa, karanlık onu nefes gibi içine çekecek ve sonsuza kadar karanlık dehşete yakalanacaktır. Yaklaşamaz. Bilinmez ve görülmezin gölgelerinde yetişen canavarlarından korkacaktır…
Öyle bir bekle ki yarını, Beklerken bile yüzün gülsün. Öyle bir düşle ki, Gerçek olsun.
Aşka beş kala, Süre tükendi. Tam bulmak üzereyken, Tam da varmak üzereyken… Süre tükendi. Bulmayanlar ve ulaşmayanlar, hayallerindeki aşkı bir türlü yaşayamamış olanlar. Hayallerine giden yolculuklarında bir şeyleri eksik bırakanlar. Hep yanıbaşların da olup da, hep ellerinde tutup da, yaşamadıklarının özlemiyle tanımlamadıklarına ve yetinmediklerine hasret kaldılar. Aşkı bulamamak mıydı mesele, Aşkı görememek miydi? Belki de…