Tepkisellik

Neden kızgınım ve neden çatışıyorum insanlarla, diyerek sormalıyım kendime. Öfkelerimin sebeplerinden haberdar olmalıyım. Şimdisini bilmeliyim, öncesinden haberdar olmalıyım. Hiç bir duygu şu anla başlayıp bitmez bilirim. Önceden böyle hissetmeme neden olan anlarımdan haberdar olmalıyım bu yüzden. Tepkim, çözümüm olmalı. Tepkim, yeni sorunların nedeni olmamalı. Savunmak bahanem, saldırmak gerçeğim olmamalı bir diğer yandan. Tepkisel olmamalıyım, öyle…

Cesur

Cesur… Kahraman , korkusuz, atak, korumacı, bağlı, gözü kara, gözünü budaktan sakınmayan, hiç bir şekilde yılmayan, doğrunun yanında, adil, güçlü, öfkeli, adrenalinle köpürmüş, hedefine kitlenmiş, atak, hızlı … anlamındaki Cesur’a seslendi sahibi simiyle. “Cesur gel oğlum buraya..” Kuyruğunu sallaya sallaya, dili bir karış dışarıda, kıçını ata ata geldi Cesur. Hemen sahibinin yanına uzandı, sırt üstü…

Doğrudur

Doğrudur… Ben kimim ki, akıl vereyim insanlara. İşte o yüzden, verdiğim akıl değildir. Akıl bana lazım. Ben kullanıyorum onu. Yani veremem kimseye. Öneri?, bakın işte onu veririm. Hatta hemen vereyim. – aklınızı kullanın. Boşta bırakırsanız onu, uyuşur ve bilinçaltınız idareyi ele geçirir. O da maymun eder sizi. Önerim budur, kullanana. ????

Sen Kimsin?

Ne çok severim, bu soruyu… “Sen kimsin ki” ????? Telefon çalar, açarım. – Yeriniz nerede, der bir ses. ?gülümserim. Hani “merhaba”, Hani “ben bilmem kim” Hani “şurasını aramıştım” Hani “müsaitliğiniz var mı gelmek istiyorum” Hani, hani, hani… İlk telefonun yaygınlaştığı yıllarda telefon adabının nasıl olması gerektiği çok gündem olurdu. Yeni ya, insanlar bilmezlerdi ve sürekli…

Utancımız

Sevmek, sevgiyi göstermek, sevgili olmak ve bundan utanmaz olmak. Sevgi ne zaman utanılacak bir şey oldu ki? Birbirini seven insanlara ne zamandır öfkeyle bakar olduk?.. Ne zamandır televizyon dizilerinden bile çıktı, birbirini sevgiyle kucaklayıp öpmeye doyamayan insanlar. Biz ne zaman sevgisizlikten utanmaktan vazgeçtik de, sevenlerden utanır olduk. Belki de şimdi kirli bir toplum olduk.