Bulsam Seni
Sevmeye değer, Bulsam seni. Yanında olmaya değer, Bulsam seni. Birlikte ölmeye değer, Bulsam seni. Bir ömür bırakmazdım, Bir bulsam seni.
Sevmeye değer, Bulsam seni. Yanında olmaya değer, Bulsam seni. Birlikte ölmeye değer, Bulsam seni. Bir ömür bırakmazdım, Bir bulsam seni.
Kim kaldı ki eski ; Romantiklerden,, İdealistlerden, bir de Kemalistlerden, Bunların hepsi bir değil mi aslında. Sevgiler paşam.
Hiç olur mu canımın içi… Hiç olur mu söyle. Bensiz olur mu? Sensiz olur mu? Canımın içi, sensiz mutlu olur mu? Söyle…
Sensiz gelir, senli olurdum yanında. Bensiz bekler, benle olurdun sonunda. Senli benli geçerdi zaman. Şimdi ben sensiz, Şimdi sen bensiz. Ben gelmez, Sen beklemez. ve artık bizsiz geçmez oldu be zaman.
Yine geldim yolun sonuna. Hep bu geri dönüşlerden nefret etmişim. Bu yüzden her seferinde yeni bir yol seçmişim. Yine geldim yolun sonuna. Ben yine aynı ben iken, Yol yine bildiğim yol iken, Yine geldim yolun sonuna. Kader benim kaderim. Ben hep aynı kaderi seçerim. Seçimlerim hep aynı iken, Yine geldim yolun sonuna.
Son bir gayret, az yolun kaldı. Sık azıcık dişini, son dönemeç. Ha gayret, hepsi bitecek. Derken anlamamışım nasıl bu kadar yol gittiğimi. Yani uzak yerler varılmaz gözükür. Ve hatta gözükmez. Bu da bizim kararlılığımızı zayıflatır. Başaramamaktaki en etkili şey, başaramamak korkusudur. Başarmaya yol ne kadar yakınsa, geri dönüş o kadar zor olur.
“Heybeler dolu yemiş, Sevdiğim ne istemiş, Bulmaz isem ne olayım, Allahım’dan ben bulayım.” Demekle olmuyor. Göstermek gerekiyor. Kanıtlar, sürekli istediğini yapmak değil aslında. Önemsemek ve değer verdiğini hissettirmek. Ama lafta kalmasın bu da.
Kahramanını bulmak için attı bir çığlık, İmdaaaatt… Kahramanını ararken attı kendini çağlayan derelere, İmdaaaatt… Kahramanını ararken gitti timsahlarla dolu bataklıklara İmdaaaatt… Bir uçurumun kenarında durdu, İmdaaaatt… Yağmurda yolun kenarındaydı sırıl-sıklam, İmdaaaatt… Durakta durdu en sonunda, dolu geçen otobüslere bakarak. İmdaaaatt… Kahramanlar, beyaz atlı prensler, kurtarıcılar,… bekleyerek geçti ömrü, İmdaaaatt…
Av ve acının hikayesi, Bir yiğitlik, erkeklik hikayesi değil artık bu. Mertlik ve namertlik avcıya sökmez olmuş. Avcılık artık katliam olmuş. Adil olmayan bir kıyım. Nedeni olmayan yok ediş. Gereği olmayan ölüm. Ölçüsü olmayan bir zulüm. Avuç içi bir kuşa bin saçma. Ötüşü güzel kekliğe bin tuzak. Durup izleyen tavşana kör eden spot ışık. Eşini…
Bu sakalları değirmende ağarttım. Maksat toy gözükmeyim. Azıcık daha ağır olayım. Sözüm dinlensin. Bir ağırlığım olsun. Sağol değirmenci…