Sorunlara bakış açımız.
❓Soruna mı bakıyor?
❓Sorunla ilintili kişide mi odaklı?
❓Sorunun nedenlerinde mi takılmış?
❓Sorunun kaynağını mı araştırıyor?
❓Sorunu çözmeye mi odaklanmış sadece?
❓Sorunla beş etme güveni ya da inancı nasıl?
❓Alternatifleri olabildiğince görebiliyor mu?
❓Gerçekten çözmek istiyor mu?
❓Yardım destek ya da kaynaklara sahip mi?
❓Sorun çözme becerisi sahibi mi?
❓Risk alabilme veya kayıplarla baş edebilme gücüne sahip mi?
❓Egosuna, dürtüsüne, duygularına, iradesine, zihnine hakimiyeti yeterli mi?
❓Kimlik ve kişilik özellikleri durumla baş etmeye yeterli mi?
❓Yoksa sorunlar sorun değil mi?
❓Sorunlarla baş etme yöntemleri sadece bilinçaltı kalıplarıyla işleyen otomatik eylemlerden mi oluşuyor?
❓Zihnimiz odaklanma ve odağı sürdürme konusunda becerikli mi?
❓Peki ya bu soruların cevapları neler?
Bu soruların cevapları, soruların içinde aslında. Soru sormak bir beceridir. Doğru soruları, doğru kişiye, doğru, zamanda ve doğru şekilde sorduğumuzda cevap sürecini tetiklemiş oluruz.