Bir insan kendi yaşamını, hem yaşayıp aynı anda onun şahidi de olmaz. İşin diğer yönüyle de her yaşam gerçeklik bulabilmek için, bir şahidin varlığına ihtiyaç duyar. Aksi halde yaşanmasının bir anlamı olmaz.
Bu yüzden insan, tek başına yaşayamaz. Devamlı ve anlamlı hissedebilmesinin yegane yolu, yaşamına şahitler bulmak ve yaşadığını hissedebilmektir. Ayna da göremediğiniz bir şeyin, gerçekte kendisi de yoktur.
Bu basit bir yaşam kanıtıdır.
Görülmek bu nedenle en çok bahsettiğimiz konuların başında yer alır. Tüm iletişimlerin kökeni, bu yüzden görülmeye dayanır.
Ailesi görmelidir.
Diğer insanlar görmelidir.
Eşi görmelidir.
Çocuğu görmelidir.
İnsan görüldüğünü, hissetmelidir.
Görülmenin eksik kaldığı her noktada, bir açmaz ve bir sorun insanın önünde belirmeye başlar.
Tıpkı yalnızlıklarda olduğu gibi, birlikte olduklarının aynasına baktığında ” Göremediğin kendinin ve onların yüzeyinde olmayan kendi silüyetin” hayatında büyük bir boşluk bırakır.
Bir başka şekliyle bir yanlışa veya yanlış şahitlerin varlığında bir ispata yol almak;
Bozuk bir yüzeydeki aksine baktığında, seni değiştirmek ve olduğundan farklı değerlendirmek arzusunda olan bir başka insanla olan iletişimin…
Şahit ’in, şahitlik ettiği yalanı( gerçeğimizi yansıtmayan) görüntün içine hapsolmak veya kendini ret etmek noktasında bir başka bakışla bize ait olamayarak yüklendiğimiz yaşamı yaşamak zorunda kalmaktır.
Sen bir başkasına şahitken,
sana şahit olanların aksettirdikleri gibi,
sende onları, kendi aynanda da onlara aksettirmektesin.
Bu durumda, senin onlara yansıttığın kendi yüzeyinin düzgünlüğü ve parlaklığınca onların yaşamlarına etkin olduğu anlamını taşıyacaktır ister istemez.
Her şahit diğerinin varlığı için varken,
her birey şahit ’in varlığından etkilenen bir varoluş yaşar
ve aynı zamanda da bir başka bireyin şahiti olur.
O zaman da kendi yüzeyleriyle başka-başka hayatlara, düzenlere etki eder.
iki şahit ‘in birbirine bakışındaki tekrarlanan yansımaların içerisindeki iç içe geçmişlik, çok daha derin bir karmaşanın varlığına işaret eder. Bu karmaşa tekrar eden kendisini görmektir. Her derinlikte kendin olduğunun ve olduğundan fazla sen olduğunun farkına varabilmektir. Bir varlıktaki sonsuz sayıya ulaşan farkındalık ve görebilirlik, tüm yaşama yayılıp onun sahibi olabilmek ve kendi yaşamının içinde kaybolmak ya da derinleşmekle sonuçlanır.