Sen zahmet etme, diyerek yüklendi.
Dur, dedi. Ben hallederim.
Ben varken sana mı düşer, dedi bir başkasına.
Siz hiç düşünmeyin, diye seslendi ortaya.
….
Saçımı sizin için süpürge ettim, dedi bir zaman sonra.
Evde süpürge vardı ki neden saçını kullandın. Diyenlerin yanında kırgınlık yaşadı. Kendini değersiz ve kullanılmış hissetti.
Yüklenmişti her şeyi. Kimse ondan bir şey istemeden kendine vazifeler üretmişti. Herkesin yapabileceklerini onlar istemeden yapmak için çırpınmıştı. Başkalarının yapması gereken sorumluluklarına atılmıştı.
Onların yerine yapmak için çırpınışında gerçekçi durmayan gerekli olmayan talep edilmeyen bir fedakarlık sergilenmişti de bunun için kimse ondan talep de bulunmamış, kimse öncesinde ısrar etmemiş ve minnettar hissetmemişti.
Olay bir restorantta ikram gibi getirilen içli köfte için sonradan hesap ekstresinde ciddi bir rakam yazılmış olması kadar anlamsızdı diğerleri için.
Yüklenici başkaları için yapıyor olduğunu aslında kendi duygusal , psikolojik ihtiyaçları veya tercihen nedenleri kapsamında yapmıştı da bu diğerlerince fark edilmiş ama kendisi bilememişti neden yaptığını.
Savrulan biri vardır. Bu onun için bir bakışdda haksızlığa uğramış algını yaşatır. Bu böyle olmasaydı; savrulan, kendi savrulurken bir başkasına yaptıkları ile onların ihtiyacı olmayanlar için onlara bedel keserek onlara bir şekliyle bambaşka bir haksızlık yapacaktır.
Denge, bazen çok ince ayrıntılarda gizlidir. Herkesin göreceği yaşayanın göremeyeceği kadar gizli ve göz önünde durur.