Romantizm öldü mü?
İncelik, duygusallık
ve
centilmenlik
Sanki bunların erdem kabul edildiği
çok eskilerde kalmış gibi.
İncelik ve zerafetten yoksunlaşmanın açılımı modern çağın zorunlulukları olarak tanımlanabilir.
Zorunluluklar ve zorluklar her dönem oldu, tıpkı su an olduğu gibi. Cehalet ve acılar da öyle.
Etkileşim ve nüfus büyük bir hızda ve bir başka hızın peşinde koşarken kendini hırsına kaptırdı.
Ben merkezli dünyalarımızda sevecek ve özenecek diğer insanlara zamanımız, enerjimiz ve onlar için ruhumuzda boş yerimiz kalmadığında her şey eskisinden bir farklı hale geldi.
Kabalığın, hadsizliğin, küçümsemenin, gücün, saygısızlığın, hakimiyetin erdem sanıldığı kaybolmaya yüz tutmuş yakın ve içten iletişimlerin eksikliğini daha bir fazla hisseder durumdayız.
Sahte olduğunu bildiğimiz ve bir başka alternatifini daha göremediğimiz.
İçten iletişim ve ilişkilerin yoksunluğunda.
Büyük bir hızla yarına koşmaktan başka çaremiz yokmuş gibi bizde kalabalıkla birlikte koşuyoruz.
Emeksiz ve özensiz ilişkilerin ilişki sorunlarını çözmek için çırpınıyoruz.
Duygusal boşlukların ve yoksunlukların açığını kapatmaya çalışıyoruz.
Bağlanacak ve tutunacak bir dal bulabilmek umuduyla dört dönüyor ve umutsuz kalmışlara umut aşılamaya devam ediyoruz.
Bu günkü şekliyle modern gözüken saçma çağ insana, en azından ruhuna çok da iyi gelmedi gibi gözüküyor.
İtiraz edenlerin sesi gelir gibi.
Ne mutlu size…
Ne mutlu ki size , bu çağda sizin dışınızda çok fazla mutsuz insan yaşıyor.