Öylesine bir gün olsun istedim.
Koşmadığım,yetişmediğin, acelesiz.
Zorlamadan, olduğu gibi geçsin istedim.
Durdun, durgunlaştım.
Gevşedim, sakinleştim.
Ne mümkün.
Çarşının merkezinde hareketsiz duran biri gibiydim.
İtenler, kakanlar, akıntı gibi ilerleyen kalabalıkta sürükleyenler, bağırtılar, çığırtılar ve onlarla uyumlu olmamı isteyenler.
“Tempo, haydi tempo. Hateketlenelim” diye bir ses kulağıma çalındı.
– Ne temposu? dedim sessizce.
Uğultunun içinden bir ses sıyrıldı.
” Ne temposu olacak uyan artık. Hayatın temposu.”
” Kalkıyoruz. Kimseyi beklemeye de tahammülümüz yok. Oyalanma, sallanma. Yolumuzun üstünde durup bizi yavaşlatma”
– Hayırdır. Nereye böyle, ne bu acele?
” Bilmiyorum ama kalkıyor işe, herkes gidiyor ve durmak olmaz. Hayatım beni bekler. Oyalama beni, acelem var”
???????
Acelem var!…
Nereye, neden, niçin ?
??????