Sanki herkesin, başından aşağıya papatya yaprakları yağıyor.
Onunsa, üstünde kara bulutlar geziyor gibiydi.
Herkesin üzerinde, melekler kanat çırparak saçlarını havalandırırken.
Onun, omuzundaki zebaniler ateşe odun atıyordu da sıcaktan ve nemden saçları başına yapışıp kalıyordu.
Kuşlar, herkese şarkılar söylüyordu…
Ama ona şarkı söyleyenleri kargalar ve saksağanlar oluyordu.
Herkese gülen hayat, ona kızgın yüzünü gösteriyordu da ona göre.
O bunu bir türlü anlayamıyordu.
Kaderle, kaderiyle…
Şansla, şansıyla…
Sistemle, konumuyla…
Kimliğiyle, değeriyle…
Anlamıyla, varoluşuyla…
Yaratanla, yaratılışıyla…
Anlamak ve anlamlandırmakla ilgili sorunlar yaşıyordu.
*********
Kim mi ?
İlişkisinde sorun yaşadığı için masanın diğer ucunda duran….
İş ve başarı algılarındaki maküs talihini kırmak isteyen….
Güven değer kimlik, duygu ve psikolojik açmazları en derinine gömülüp çıkış bulmak için cevap arayan…
Çoğu ve pek çoğu ve daha-daha fazlası….
Hepsi ve herkes mi ?
Hepsi değil tabi ki.
*********
Buna konu kişi için….
Yani kurulu düzeni işleyenin ve bunları düzenleyenin bir tek onunla sorunu vardı.
Önemsemiyordu belki de onu.
Algı da burada bozuluyordu.
Ya da bir başka deyişle algılanamayanlar burada belirginleşiyordu.
Kendine olumsuz da olsa, böylesine büyük uğraşları gerektirecek anlamları yükleyen….
Onunla uğraşılacak kadar kendisini önemli bir yere koyan….
Tüm sistemin dışlayacağı kadar -varlığının belirgin olduğunu- şartsız koşulsuz, gizliden gizliye kabul eden…
Kendi tüm iddiasının tam da tersine aşırı önemli gören olup da….
Nasıl bir tezattı ki, kendini gözden çıkartılmış kadar önemsiz ve değersiz olduğu anlamına ulaşabiliyordu.
Kötünün içine gizli iyi.
İyinin içine gizlenmiş kötü…
Birde neyin iyi neyin kötü olduğunun bu gün bilinmediği ve zamanın onu doğru ve bilinir kılışı.
Öğrenirken bir anne babanın kızışı, bir öğretmenin ödev verişi veya azarlayışı…
Deneyimin güçlenmenin, sert koşullarda zorlanmaksızın gelişmemenin mümkün olmayışına karşın, kişini gelişmesine olan mecburiyeti.
Bir eğitim yada bir sınav.
Bir hazırlık yada hazırlığında eksik olanın puanlaması.
Bilinmesi görülmesi deneyimlenip geçilmesi gereken yollar ve yolculuklar.
Her insan kendinde izlenmeli.
Kendindeki ile tanınmalı.
Ama kendinden öte bir sistemin içerisinde olanlarla, elde olanlar daha geniş bir açıdan anlamlandırılmalı.
İşte o zaman ayaklarının gömüldüğü toprak aralanıp, özgür kalacak.
Bulutlar dağılıp, güneş ona da gülecek.
Kuşların başkasına söylediğini sandığı şarkıların, ortaya söylendiğini ve onu duyacak kulaklara sahip olan herkese bir hediye olduğu, işte o zaman anlaşılacak.